Vakıfbank'ın kaptanı Gözde Kırdar Bracceschi, NTV'de Simge Fıstıkoğlu'nun konuğu oldu.

10 Mayıs 2018
1.015

Vakıfbank'ın kaptanı Gözde Kırdar Bracceschi, NTV'de Simge Fıstıkoğlu'nun konuğu oldu. Saat 23:00'da yayınlanan Gece Bülteni programına katılan Kaptan Gözde, yaklaşık on dakikalık sürede sezon, voleybolu bırakması ve Türk Milli Takımı'nın durumu ile ilgili soruları yanıtladı.

 

 

 

-          Bu sene dört kupa kazandık o yüzden aslında bildiğimiz bir his ama her seferinde çok daha değişik duygular yaşıyorsun. Çünkü oraya gelirken yaşadığın maçlar, hikâyeler çok başka oluyor. Benim hikâyem bu sene çok farklıydı. Bütün takım arkadaşlarım da çok yardımcı oldu. O yüzden, hikâyemizi çok güzel bitirdik, çok mutluyum.

 

 

-          Sizin açınızdan ayrı bir son. Siz gerçekten nokta koydunuz hikayeye. Kariyeri noktalama kararı kolay değil. Devam etmek mi zor, bırakmak mı zor?

 

-          Devam etmek zor. Yani benim için şu an öyle. Hem fiziksel hem mental açıdan çok yorgun olduğum için bırakıyorum zaten. Ama gerçekten istediğim yerde, istediğim şekilde bıraktığım için çok mutluyum. O yüzden devam etme kararı daha zor olurdu benim için. Bırakmak daha rahat şu anda.

 

-          Eminim ki bir televizyon yayınında mental kısmı konuşmak istemezsiniz ama fiziksel kısmı ben gözle görebiliyorum. Yayın öncesi karşılaştığımızda da kolunuzda, bir kişinin yardımıyla yürüyebiliyordunuz. Bu kariyer kaç sakatlığa mal oldu?

 

-          İki diz ameliyatım var zaten. Omuzum on beş senedir sakat ama maçın son sayısında oldu. O yüzden, maçı oynayabildim en azından. Maçın son sayısında son smacı vurduktan sonra oldu. Dizim ile ilgili bir şey var. Bugün MR çekildim daha sonucu çıkmadı. Ama olsun yine de çok mutluyum ağrılı mağrılı…

 

-          Son smaç bir hediye bıraktı, tatsız bir hediye..

 

-          Aynen öyle oldu.

 

-          Neyse kupayla teselli olunabiliyordur diye tahmin ediyorum.

 

-          Aynen öyle...

 

-          Bundan sonrası için hedef nedir?

 

-          Bundan sonrası için, Vakıfbank için konuşayım. Ben bıraktım, Naz da hamile o yüzden olmayacak. Vakıfbank iki tecrübeli oyuncudan seneye yoksun olacak. Ama yerimizi dolduracak oyuncular var. Tabii ki gençler arkadan sapasağlam geliyorlar. Çok güzel bir gelecek bekliyor Vakıfbank'ı. Umuyorum aynı başarılarla devam ederler. Ben de onların en büyük taraftarlarıyım bundan sonra. Tabii ki maçlara gideceğim, izleyeceğim. İnşallah herkes için iyi olur.

 

-          Sosyal medyada kariyerinizi noktalamanıza baya üzülenler var, takım arkadaşlarınız da benzer şekilde… Maç öncesi ve sonrası yapılan röportajlarda, kupanın ve finalin ardından en çok konuşulan şey aslında sizin noktalamanız. Siz de gözyaşlarınızı tutamamışsınız epey.

 

-          Çok duygusal bir insanım zaten. Yaklaşık bir haftadır ağlıyorum. Zor bir şey aslında gerçekten. Ben 19 yıldır Vakıfbank'tayım. Bütün hayatımı voleybola verdim. İlk defa hayatımda, gelecek ayda ne yapacağımı bilmiyorum. Hatta yarınımı bilmiyorum. Ama bu da çok güzel bir his. Yani hiç stressiz, saat kurmadan uyanacağım mesela. Bunun özlemi var bende. Takım arkadaşlarım üzgün, tabii ki ben de üzgünüm ama ben mutluyum da aynı zamanda. Onlar üzgün çünkü ben onlara biraz da abla gibiyim. Yaşça da çok büyüğüm ben. 85 doğumluyum ki, 80 doğumlu tek ben varım. Herkes 90 altı

 

-          Çok büyüğüm diyorsunuz yani ben sizden büyüğüm. Şu an kötü hissediyorum.

 

-          Biz genciz, onlar çok genç. O yüzden bir ablalarını kaybettiler gibi geliyor onlara, saha içinde de saha dışında da. Ama onlara da bugün söyledim. Her zaman telefonum açık. Evimin şifresine kadar hepsi biliyor. O yüzden çok seviyorum onları. Buradan beni izliyorlarsa, her şey için tekrar çok teşekkür ediyorum.

 

-          Onlar da son maç öncesi size baya teşekkür etmişler. Yerlisi, yabancısı, hepsi bugüne kadar çalıştığım, birlikte oynadığım en iyi oyuncu, en iyi kaptan şeklinde baya övgülerine mahzar olmuşsunuz.

 

Peki, voleybola geçen ilgi her sene artıyor diyebilir miyiz yoksa bu sadece işte bu tür şampiyonluk ve başarı haberlerinin ardından oluşan bir algı mı? Çünkü kimi zaman kulüpler ve oyuncular sitem edebiliyor. Yani, sadece başarı kazandığımızda haberimizi yapıyorsunuz. Onun dışında görmüyorsunuz diyebiliyorlar. Açıkçası ben de sizin fikrinizi merak ediyorum bu konuyla ilgili.

 

-          Mesela biz bu sene dört kupa kazandık. Geçen senelerde bir sezonda beş kupa kazanmıştık. Guinness Rekorlar Kitabı'na girdik biz. Ama gazetelerde şu kadar yer alıyorsak, bir futbolcunun krampon haberi bizden çok daha büyük bir yer kaplıyor. Tabii ki ben bunu anlayabiliyorum. Çünkü futbol artık bir ticaret. Spordan daha çok endüstri olmuş. Çok kişi para kazanıyor bunun üzerinden. İnanılmaz sponsorluklar, paralar dönüyor. Anlayabiliyorum, ama nereden bakarsanız kaç yıldır tek bir başarı olmayan bir spordan bahsediyoruz. Ama voleybolda her sene, en az birer ikişer Avrupa kupası geliyor. Hatta Dünya Kulüpler Şampiyonu da olduk biz geçen sene. Ondan önce Eczacıbaşı, ondan önce Fenerbahçe, öncesinde yine biz. Yani hep başarılı sezon geçiriyor voleybol. İsteriz ki tabii ki daha çok ilgi olsun. Bu kulüplerden geçiyor biraz. Mesela bizim kulübümüz bu sene, sosyal medya ile alakalı çok güzel şeyler yaptı. Kulüpler de birbirini takip ederek bunu geliştirirlerse, bence daha fazla ilgi olacağını düşünüyorum. Eskiden başarıyla doğru orantılı olduğunu düşünüyordum ama öyle değil ne yazık ki. Dediğim gibi futbolun önüne hiçbir şey geçemez. Basketbol da aldı başını gitti bildiğiniz gibi. Ama biz sanki böyle daha güzeliz. Biz çok küçük bir aileyiz kendi içimizde. 

 

-          Butik

 

-          Aynen öyle. Başarımız da çok güzel. Yani ticarete dönüşsün istemem ben voleybol. Tabii ki daha çok ilgi olsun, sponsorlar gelsin, daha çok insan para kazansın. Ama böyle kalmayı da seviyorum açıkçası. Bir futbol gibi olmak asla istemem.

 

-          Neslihan Demir de noktaladı. Yaprak dökümü mü oluyor, ne oluyor?

 

-          Artık yaş ilerledi bizde. Neslihan da voleybolun tanınmasındaki en büyük etkenlerden biri. Bugün bir yorum okudum. Türkiye'ye smaç servisi tanıtan kişi gibi bir şeydi. Gerçekten öyle. Hepimiz Neslihan'a borçluyuz aslında, voleybolun bugünlerini. Ben de onunla takım arkadaşı olmaktan, beraber oynamaktan, karşılıklı oynamaktan çok büyük zevk alıyorum ve gurur duyuyorum. Aynı zamanda, çok da sevdiğim bir insan. İnşallah Allah O'nun da yolunu açık etsin. Her şey istediği gibi olsun. Hep beraber inşallah daha güzel günlerimiz olsun.

 

-          Milli Takım için öngörüleriniz nasıl?

 

-          Mili Takım çok genç şu anda. Benim eşim de Milli Takım'da çalışıyor. O yüzden çok yakinen takip ediyorum. Çok gençler şu an. Biraz ben zaman verilmesi taraftarıyım. Sonuçta bu sene Dünya Şampiyonası var. Çok büyük bir platforma gidecekler. Ama seneye Avrupa  Şampiyonası Ankara'da. O zamana kadar, insanlar bir zaman versinler. Çok yerden yere vurmasınlar. Biraz destek olsunlar. Ben eminim, bu Dünya Şampiyonası'nda olmasa bile Avrupa Şampiyonası'nda yine bir derece gelecektir.

 

-          Bir de ev sahibi olmanın avantajı var.

 

-          Ankara'da oynamak zaten rüya gibi bir şey. Eminim, kime sorarsanız sorun, en güzel nerede oynadın, en güzel seyirci kime karşı, kesinle Ankara.

 

-          İstanbul'dan daha iyi diyorsunuz.

 

-          Kesinlikle daha iyi. Biz 2012 Rio Olimpiyat Elemeleri'ni orada oynadık. Yani sadece içeride değil, dışarıda da binlerce insan vardı. Kimse birbirini duyamıyordu. İnanılmaz bir ortamda oynuyorsun Ankara'da.

 

-          O zaman bu övgüleri duyan Ankara seyircisinin, önümüzdeki sene salonları doldurmasını bekliyoruz.

 

-          Teşekkür ederiz. İnşallah.

 

-          Son olarak, lige dair bir cümle alayım sizden. Favoriniz var mıydı? Tabii ki biliyorum hiçbir profesyonel oyuncu, kendi takımı dışında bir takımı favori görmez ama şu maç zordu, en çok şunda zorlandım dediğiniz böyle kırılma noktaları olarak adlandırılan...

 

-          Sezon başında ben kızlara da söylemiştim. Eczacıbaşı ile final oynayacağımızı tahmin etmiştim. Çünkü çok iyi bir takım Eczacıbaşı. Bu sene de çok iyi bir takım kurdular. Bizim takımımız da geçen seneyle neredeyse aynı takım. O yüzden, final oynamamızı öngörmüştüm ama böyle bir final oynamamızı düşünememiştim. Zor bir sezon geçirdik açıkçası. Eczacıbaşı'na iki kere yenildik. Bir tek Türkiye Kupası finalinde yendik. Bir de antrenörümüz çok zorlu bir antrenördür kendisi. Selam söylüyorum. 

 

-          Hangi anlamda?

 

-          Sadece maçlarda değil antrenmanlarda da yüzde yüzünü vermen gerekiyor. Çok zorlandığımız bir sezon oldu özellikle. Tabii rakipler de güçlendikçe sizi daha fazla zorlayan bir antrenör. Bildiğiniz gibi, biz Eczacıbaşı serisinde 2-1 geriye düştük yani bir maç daha versek şampiyonluk gidiyordu. Biz oradan geri dönmeyi başardık. Benim için, bunun Şampiyonlar Ligi'ne de çok yansıdığını düşünüyorum. Dördüncü maç bizim için çok güzel bir geri dönüştü. Zaten çok güzel bir takımdık ruh olarak. Ama o seride biz tam takım olduk yüzde yüzümüzle. Herkes, yani on dört kişi, bütün staffımız, herkes kalbini ortaya koydu o seride. Bu da Final Four’a yansıdı.

 

-          Kalbini, omzunu, dizini, bileğini, ne varsa...

 

-          Sesinizi... O yüzden gerçekten çok mutluyum. Çok güzel bir sezondu Vakıfbank için. Böyle bırakmış olmaktan da, böyle veda etmiş olmaktan da çok mutluyum.

 

-          Seyircimize de belirtelim. Bu sizin gerçek sesiniz değil.

 

-          Evet değil. O kadar çok bağırdım ki, bir de kutlamalar da devam etti dün geceye kadar. Daha düzelemedim, kusura bakmayın.

 

-          Önünüzde çok vaktiniz var iyileşmek için.

 

-          İnşallah.

 

-          Çok teşekkür ediyorum katıldığınız için.

 

-          Ben teşekkür ediyorum. 


Create Account



Log In Your Account