ACI VE ZOR GÜNLER
6 Şubat da ülkemiz büyük bir felaket haberiyle güne uyandı.
11 ilde yaşanan deprem her şeyi alt üst etti. Yıkılan binalar, enkaz altında kurtarılmayı
bekleyenler, hastaneye yetiştirilmeye çalışılan yaralılarımız, yitip giden
canlar, sokakta kalan, soğukla mücadele eden her yaştan insanımız ve afet
bölgesinden başka illere başlayan büyük göç.
Günlerce televizyonlardan göz yaşları içinde izlediğimiz
yüreğimizi acıtan anlar, bazen de enkaz altından çıkarılan, yani yaşama
tutunanlarla yaşadığımız buruk tebessümlerle geçen günler doğal olarak hepimizi
çok etkiledi.
Zaman dilimi içinde enkazlardan can kurtarmak için verilen
özverili çalışmaların yanı sıra, yaraları sarmak, hafifletmek için çırpınan
yurt içinde ki halkımızın, yurt dışında ki insanlarımızın, vatandaşımız olmasa da
elini uzatan bir çok duyarlı yardımseverin büyük desteği az da tesellimiz oldu.
Yaklaşık 45 bini aşkın insanımızı yok eden bu felaketin
yarattığı acı şüphesiz ki kolay kolay geçmeyecek. Yaşananlar günlerce, aylarca,
hatta yıllarca anlatılacak.
Böylesine büyük bir afet, branşımıza gönül vermiş o
şehirlerde ki bazı sporcu gençlerimizi, dostlarımızı, onların ailelerini de
bizlerden koparttı. Ayrıca Kıbrıslı küçük voleybolculardan, öğretmenlerinden,
ailelerinden oluşan 39 kişilik
kafilesinin çoğu da hayatını yitirdi.
İnşallah ülkemiz böylesine acı olayları bir daha yaşamaz.
Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılarında en
kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum. Şu anda orada zorluklarla
yaşamlarını sürdürmeye çalışanlara da sabırlar diliyorum.
Yazıya böyle cümlelerle başlamak gerçekten beni çok zorladı.
Aslında tüm sayfayı yaşananlara ayırmayı
düşündüm. Bir ara sadece başlığı koyup, sayfayı boş bırakmanın doğru olacağına
karar verdim.
Ancak her zaman olduğu gibi, acıları kalbimize gömüp,
normale dönmeye başlayan hayatımızın akışına kendimizi bırakmaya karar verdim.
Çünkü depremde yitirdiklerimizin yanında başka yakın
dostlarımızı da birkaç gün arayla kaybettik.
Önce eski voleybolcu arkadaşımız Eros Akdora’yı, hemen
arkasından branşımız içinde oyuncu, antrenör, yönetici olarak görev yapan
Muhammet Görken’i (Mami), sahada omuz
omuza mücadele ettiğim takım arkadaşım, çok yakın dostum Yavuz Kırşan’ı toprağa
verdik.
Görüldüğü gibi Şubat hep büyük acılara sahne oldu.
Oysa yılın 28 günlük bu kısa ayı çok ilginç 2 maçla başlamıştı. Önce AXA Sigorta Efeler
Ligi Metin Görgün Sezonu’nun en güzel ve çekişmeli mücadelelerinden biri olan 2
saat 45 dakika süren Galatasaray- Ziraat Bankkart (2-3: 23-25, 25-22, 26-24,
17-25, 29-31) karşılaşmasını izledik.
Beşinci seti yanlış yazdığımı düşünebilirsiniz. Ama gerçek.
Bu da maçın heyecanının, atmosferinin nasıl geçtiğinin bir kanıtı.
Aslında müsabakanın her setinin ayrı bir hikayesi vardı.
Anlatmaya kalksam yerim yetmez. Onun için küçük bazı notlarla hatırlatayım.
1. Sete Ankara ekibi 1-7 başladı. Sonra yakalansa da
(20-20), yine de 23-25 ile öne geçti.
2. Setin 20 li sayılarına kadar bu kez Galatasaray rüzgarı
(6-2, 10-6, 15-9, 21-16) vardı. Sonra fark 1’e düştü: 21-20. Kazanan ez sahibi
oldu: 25-22.
3. Sete iyi başlayan Ziraat 2-7, 3-9, 7-12 öne geçti. 11-13
de biraz durakladı: 14-13. Buyük çekişmeden galip çıkan ev sahibi oldu: 26-24.
Maçı kaybetmenin eşiğine gelen Başkent Takımı esti geçti:
17-25.
Tarihi bir 5. Set yaşadık. 14-14 den sonra adeta nefesler
kesildi. Galatasaray’ın 6, Ziraat Bankkart’ın 10 kez maç sayısı servisi
kullandığı mücadeleyi lehine çevirmeyi başaran 29-31 ile Ankara ekibi oldu.
Bir gün sonra bu kez Misli.com Sultanlar Liginde zirve
yarışının iddialı 2 takımı Fenerbahçe OPET- Vakıfbank kozlarını paylaştı.
Çok zorlu bir karşılaşma beklerken son set dışında Sarı-
Lacivertliler kolay sonuca gittiler (3-0).
Bunda Vargas’ın hücumlarından alınan sayıların dışında,
Vakıfbank’ın iki önemli oyuncusu Gabi ile Zehra’nın sakatlığı nedeniyle
oynayamamasının da etkisi vardı.
Netice de ilk 2 seti Sarı- Lacivertliler 25-20, 25-18
aldılar.
3. setin başlarında daha iyi oynayan Sarı- Siyahlılar bir
ara 10-16 gibi bir fark yakalasalarda, devamını getiremediler ve 18-18 de
eşitlik geldi.
Böylece voleybol adına tüm güzelliklerin yaşandığı anlarda
başlamış oldu.
Bu mücadeleden sonunda 7 kez maç sayısı servisini (4 defa da
Vakıfbank bu şansı yakaladı) kullanan Fenerbahçe 33-31 ile maça noktayı
koydu.
Sonra deprem felaketi geldi. Doğal olarak liglere de ara
verildi.
Ancak Avrupa Kupaları devam etti. Şampiyonlar Ligi’nde
Ziraat Bankkart, Play- Off Turu’nda Alman Berlin Recycling karşısında başarılı
olamadı.
Kadınlarda gruplarını ikinci sırada tamamlayan Fenerbahçe
ile Vakıfbank,
Play- Off da beklenildiği gibi Polonyalı rakiplerini yenerek
Çeyrek Finale yükseldiler.
Sarı- Lacivertliler, deplasmanda 3-2 kazandığı karşılaşmanın
rövanşında da Azoty Chemik Polis’i 3-1 mağlup etti.
Vakıfbank da, Commercecon Lodz’u 2 maçta da 3-0 ile geçti.
Şimdi takımlarımız Çeyrek Finalde İtalyan ekipleriyle
mücadele edecekler.
Fenerbahçe’nin rakibi, grubunu 6 da 6 yaparak birinci sırada
bitiren İmoco Conegliano, Bu takım şu anda İtalya Ligi’nde; 20 maçta 19
galibiyet, 1 yenilgi, 54 puan ile lider.
Sarı- Siyahlılar ise, 6 maçtan 5 galibiyet çıkaran ve grubu
ilk sırada tamamlayan Vero Volley Monza ile kozunu paylaşacak. Milano ekibi
ligde 20 karşılaşmada 15 galibiyet 5 mağlubiyet aldı. 46 puan ile 3.
sırada.
Şampiyonlar Ligi’nde direk Çeyrek Finale yükselen Eczacıbaşı
ise hatırlanacağı üzere grubu 1. bitirmişti. Rakip Ryeszow (Polonya).
Bu arada 7 Mart da Halkbank’ın Çeyrek Final ilk maçını
Cucine Lube Civitanova ile oynayacağını hatırlatayım. Grubu 6-6 ile birinci
tamamlayan İtalyan ekibi ligde 20 maçta 12 galibiyet 8 mağlubiyet, 35 puan ile
4. sırada yer alıyor.
Öte yandan CEV de mücadele eden THY, Çeyrek Final ilk
maçında Mulhouse’yi Fransa da 3-0 yenmişti. Ekibimiz rövanşda da rakibine ayni
tarifeyi uygulayarak Yarı Finale adını yazdırdı.
Şimdi rakip önce ki turlarda Galatasaray’ı eleyen Savino
DelBene Scandicci. İtalyan takımı ligde 20 müsabakanın 16’sını kazandı ve 2.
sırada.
Umarım Mart ayı İtalyan rakiplerimiz karşısında bize güzel
galibiyetler ve turlar getirir.