SULTANLAR DA HEDEF DÜNYA ŞAMPİYONASI
Geçen ay Millet Ligi’nde Sultanlar’ın ve Efeler’in ilk iki
etap maçlarından söz etmiştim. Şimdi sırada son bölümler ile Sultanlar’ın
çeyrek finali var.
Var da, pek iç açısı değil.
Hollanda da, tribünleri dolduran Türk seyircilerin büyük
desteğine karşın, ne yazık ki takımımız beklenenin uzağında kaldı.
Oysa bu bölüme ev sahibini farklı set skorlarıyla (25-19,
25-16, 25-21) 3-0 yenerek başlamıştık.
Ama sonra?
Çekya karşısında adeta durduk. Her halde kızlarımız “nasılsa
yeneriz” diye düşünmüş olmalılar ki kendilerini bir türlü müsabakaya
veremediler. Bu da bize ilk iki seti 22-25, 21-25 kaybettirdi.
0-2’nin ardından 9-0’lık bir giriş, “ne oluyor” derken 16-1.
Herkes gibi bende şaşkınım. Ve VNL de bu
güne kadar görülmemiş bir farkla (25-4) biten set.
Televizyon karşısında ayaktayım. Böyle bir sonuca sevinsem
mi? Bilemiyorum. Çünkü içimde ki ses adeta “tehlike- tehlike” diye bağırıyor.
Çünkü daha önce özellikle lig maçlarında açık farkla alınan setlerden sonra
kaybedildiğini çok gördüm, yaşadım.
4. Set başlıyor. Endişelerim yersiz gibi. 15-13’e kadar önde
geliyoruz. Ama bu sayıda işler birden tersine dönüyor: 15-17 (4 sayı). Sonrası:
20-25 ve 1-3.
Bir gün sonra İtalya karşısında, “Çekya mücadelesinde
neredeydiniz ?” dedirten, başa baş, dişe diş bir mücadele. 2-3 (19-25, 25-21,
25-21, 20-25, 11-15) kaybediyoruz.
Olsun. Sonuçta oyundan memnunuz. Memnunuz da bir gün sonra
farklı set sayılarıyla 0-3 (18-25, 20-25, 18-25) biten Sırbistan yenilgisini
nereye koyacağız?
Böylece son 5 maçtan 4’ünü kaybeden Sultanlar, 3 etaplı
yarışı 6. sırada bitirdi ve Ferhat Akbaş’ın antrenörlüğünü yaptığı Japonya ile
çeyrek finalde eşleşti.
Bize her zaman ters gelen Asya temsilcisi karşısında
işimizin zor olacağını biliyorduk. Öyle de oldu.
Özellikle hücum hatalarının çokluğu, ilk seti 21-25
kaybetmemize yol açtı.
2. Set servisler sertleşti, bloklar çalıştı (özellikle Aslı
adeta duvar ördü), ortadan atakların sayısı arttı, köşeler top öldürdü: 25-16.
“Tamam her şey yoluna girdi, artık yürürüz” derken 6-6’dan
sonra, Japonya sıçradı: 6-10. Bir daha da yakalayamadık: 20-25.
2 takımında iyi mücadelesi, heyecanı, 4. Seti 25-22
kopardık: 2-2.
Ancak devamı gelmedi. 4-3’den sonra durduk, rakibimizi
seyretmeye başladık: 6-11. Ve 9-15 ile 2-3.
İşin ilginç yanı; bloklarda 13-6 (Aslı 7, Zehra 2, Vargas 3,
Yaprak 1). Servis karşılamada; % 60, iyi manşet % 31, Japonya % 51, % 13.
Hücumda; % 42 ye % 37 üstünüz.
Ama yenildik (sadece servis sayısında 2-5 geride kaldık).
Sonuç: Elveda VNL.
Rakiplerin bir kısmının düşüşte, bazılarının yeni yapılanma
içinde olduğu, sadece İtalya ile Brezilya’nın normal kadrolarıyla katıldığı
Milletler Ligi’nde, iyi bir oyuncu grubumuz olmasına karşın 6. olduk.
Geçen yıl çeyrek finalde Polonya’ya, bu senede Japonya’ya
kaybettik.
Umarım “Duraklama Dönemi ” içine girmemişizdir.
Bunu da 22 Ağustos- 7 Eylül tarihleri arasında Tayland da
yapılacak Dünya Şampiyonası sınavında öğreneceğiz.
Bu arada çeyrek finalde elenmek tartışmaları da beraberinde
getirdi. Ben yukarıda ki satırlarda müsabakaları anlatırken görüşlerimin bir
kısmını yansıttım. İlave olarak bir notum daha var.
O da, Japonya karşılaşmasında antrenörümüzün Ebrar’ı
unutması.
Neticede, 2025 Milletler Ligi bir kez daha İtalya’nın
üstünlüğüyle kapandı. Brezilya 2, Polonya 3,
Japonya 4. bitirdi.
Efeler’in 3. Etap müsabakalarına geçmeden önce antrenörümüz
Umut Çakır’ın görevine son verilmesine, yerine de Slobodan Kovac’ın (Sırbistan-
şu anda Fenerbahçe’nin de antrenörü, ligi 3. sırada bitirdi) getirilmesine
üzüldüm.
Yıllardır Milli Takımlarımızın başında Türk
çalıştırıcılarının görev yapmasından yana olduğumu yazar ve söylerim. Şimdi
Erkeklerde de bu şansı kaybettik.
Peki bir soru?
Madem değişiklik yapılacaktı. Neden Ziraat Bankkart’ı
şampiyon yapan Mustafa Kavaz bu göreve getirilmedi?
Maçlara dönelim.
Kovac’lı Efeler son etapta Japonya’da sınav verdiler. ABD’ye
yakın set sayıları ile 0-3 (24-26, 21-25, 27-25) kaybettiler.
Almanya’yı 3-1 (bu kez yakın set sayıları bizim oldu; 29-27,
25-22, 18-25, 30-28) yendik.
Arkasından Brezilya’ya 1-3 (22-25, 24-26, 25-22, 22-25),
Arjantin’e 2-3 (25-18, 21-25, 19-25, 25-17, 15-17) mağlup olduk.
Arjantin mücadelesinin 5. setin son sayısında ki hakem
hatasını çok konuştuk.
Geçen sezonu bir galibiyetle bitirmiştik, bu yıl 3’e
çıkarttık (Umut Çakır: 2, Kovac 1). İzninizle buraya da bir not düşmek
istiyorum. Daha doğrusu müsabakaları izleyenlere bir sorum daha var:
Umut Çakır’ın olduğu ilk iki etapta en önemli hücum
silahımız Adis yoktu. Olsaydı, galibiyet sayısı daha fazla olur muydu?
Genel olarak iyi oynadığımız bölümlerde, bolca hata
yaptığımız zamanlarda vardı. Kırılma anlarında daha kontrollü olabilseydik,
galibiyet sayımız artabilirdi. Ancak şu da bir gerçek ki, üst seviyelere çıkmak
için yolumuz uzun.
NOT: Yazarın Manşet Voleybolun Sesi dergisi 231. Ağustos
sayısındaki yazısıdır.