TEŞEKKÜRLER SULTANLAR

Alev ANAKÖK (Konuk Yazar)
02 Eylül 2023
239

TEŞEKKÜRLER SULTANLAR

Milletler Ligi’nde 2018 de ikinci, 2019 da 4. 2021 de 3. 2022 de yine

4. olmuştuk. Yani 4 sene üst üste yarı final görmüş ama bir türlü

kürsünün en üst basamağına çıkamamıştık.

Nihayet, hem de Cumhuriyetimizin Kuruluşunun 100. Yılı’nda

şampiyonluğu yakaladık.

Ayrıca Dünya sıralamasında 365. 64 puan ile ABD, İtalya, Brezilya,

Sırbistan’ı geride bırakarak birinciliğe yerleştik.

Uzun ve yorucu maratonda hem de Amerika gibi uzak bir kıtada,

yani deplasmanda zirveye çıkmak gerçekten çok büyük bir başarı

olarak tarihe yazıldı. Bizlere bu güzelliği yaşatan herkese tüm

kalbimle teşekkür ederim.

Bu harika sonuç sadece biz voleybola gönül vermişleri değil, tüm

ülke insanımızı da de ayağa kaldırdı.

Bu arada başarıyı sahiplenmek isteyenlerin gazetelerde ve sosyal

medyada kutlama mesajlarını da keyifle okudum.

1969 yılında başladığım basın hayatımda hemen hemen her

branşta bir çok haberi okurlarla paylaştım. Ama en çok da doğal

olarak sporcu, antrenör, yönetici olarak bulunduğum “voleybol” ilk

sırayı aldı.

1976-1978 yılları arasında Vatan Gazetesi’nde görev yaparken (o

dönemin en önemli sol düşünceli yazarlarının yer aldığı günlük

gazete) spor bir sayfaydı. Buna karşın çarşamba günleri yarım

sayfa voleybola ayırır oyunculardan, hakemlerden, Orhan Utkan’ın

oluşturduğu (dergimizin bulmaca köşesini hazırlıyor) genç

arkadaşlarla İstanbul Mahalli Kümeleri’nin bile panoromalarını

verirdik.

Bir çarşamba günü Yazı işleri Müdürümüz sabah toplantısında bana

“bugün gelirken vapurda bizim gazeteyi okuyanların çoğu spor

sayfasına bakıyordu. Hangi haber bu kadar ilgi gördü?” Diye

sorunca çok keyiflenmiştim.

1986 da Cumhuriyet Gazetesi ile yollarımız kesişince de tamamen

voleybol yazmaya, televizyonlarda branşımızı yorumlamaya

başladım.

Bunları neden yazdım. O yıllarda voleybol gazetelerde bu

dönemlerden çok daha fazla yer alırdı. Üstelikte spor 1-2 sayfayı

geçmezdi.


Son senelerde sayfalar arttı ama branşımız bir çok başarıya karşın

yine de alt bölümlerde kaldı.

Dergimizde ki yazılarımda, konuk olduğum televizyon

programlarında bu durumu sık sık gündeme taşıdım. “Voleybola az

yer ayırılıyor. Öyle bir zaman gelecek ki, manşetlere çıkarmak

zorunda kalacaklar” diye sitem ettim.

İşte o günler sonunda geldi. Tüm gazeteler “Filenin Sultanları” nı 1.

sayfaları’nda manşetlere taşıdılar. Televizyonlar günlerce haber

yaptılar. Ayrıca sporcularımızın dönüşünü havaalanından canlı

yayınlarla tüm ülkeye yansıttılar.

Voleybolun içinde yer almış biri olarak bu anları görmenin

mutluluğunu eski günlere dönerek sizlerle paylaşmak istedim.

Ve gelelim, hepimizi gururlandıran kızlarımızın uzun ve yorucu

hikayesine...

Hatırlayacağınız gibi 3 bölümden oluşan yarışmayı 9 galibiyet, 3

yenilgi ile 3. sırada bitirdik ve çeyrek finalde rakibimiz İtalya oldu.

Aslında bu eşleşmeyi hiç istemedim. Çünkü son şampiyon bu

ülkenin ünvanını korumak için final etabına önemli oyuncularını

kadroya alarak gelebileceği endişesini yaşıyordum.

Açık yürereklilikle söyleyeyim ki İtalyanların Amerika kadrosu

açıklanınca rahatladım.

Maç sırasında kızlarımızın ortaya koyduğu mücadeleyi

televizyondan izlerken, “asıl kadro ile oynasalardı bile biz yine

kazanırdık, boşuna endişelenmişim” demekten kendimi alamadım.

Mücadeleyi 3-0 (25-20, 25-15, 25-18) alırken, adeta bloklar

rakibimize duvar ördük (Eda- Zehra, 6’şar blok sayısıyla oynadılar).

Yarı finalde rakip Amerika oldu. Ev sahibi önünde şüphesiz ki işimiz

çok zor olacaktı.

Türkiye saatiyle 3.30 da başlayan mücadelenin ilk setini 25-22

aldık.

2. set rakibimize adeta sahayı dar ettik: 25-14.

3. seti 24-26 kaybettik.

Sonra nefeslerin tutulduğu bir 4. set yaşadık. Eminin sabanın ilk

saatlerinde benim gibi bir çok kişi, 6 kez maç sayısı için servis

kullandıktan sonra, 27-25 kazandığımız setin ve maçın ardından

mutluluktan uzun süre uyuyamadı ve bu başarıyı kutladı.

Bu arada Vargas’ın 23, Zehra’nın 7’si bloktan, 14 sayısının

galibiyette önemli bir rol oynadığını da not olarak buraya alayım.


Artık 2. kez finaldeydik. Gurupları 5. bitiren, ama final etabında önce

Brezilya’yı, sonra da yine 3 etabın birincisi Polonya’yı devirmeyi

başaran Çin karşısına çıktık. İlk seti 25-22 aldık. İkinci set 22-25

gitti.

Sonrası mı? İyi oyun ve 25-19. Öne geçmenin morali fırtına gibi

esmemize yol açınca 25-16 ile maçı 3-1 noktaladık ve zirveye

çıktık.

Vargas 26, Eda 12, Ebrar 12, Derya 10, Zehra 9, pasör Elif 5

sayıyla mücadeleyi tamamladılar. Bloktan gelen 14 sayımızı da

unutmadan yazayım.

Bu arada final etabının rüya takımında 3 oyuncumuz yer aldı.

Vargas (en iyi pasör çaprazı), Zehra (en iyi orta oyuncu), Gizem (en

iyi libero).

Ayrıca Vargas, MVP (en değerli oyuncu) oldu.

Bu başarının eminim bir çok hikayesi vardır. Beni en çok

etkileyenlerden bir kaçını buraya almak istedim.

- 4. set. Sayılar 24-16, Eda maç sayısı için serviste ve kaptanımızın

tutamadığı göz yaşlarıyla birlikte topu rakip sahaya gönderdiği o an.

- Maç sonrası salonda çalan “Erik Dalı” ile tüm ekibimizin sahada

oynaması,

- Kaptanımız Eda’nın “Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti,

Cumhuriyetimizin 100. Yılında bu şampiyonluk, zorluklar karşısında

dimdik duran, güçlü ve azimli Türk Kadınları’na armağan olsun”

paylaşımı,

- Zehra’nın, şampiyonluğu Kahramanmaraş depreminde hayatını

kaybeden Hatay’ın genç voleybolcusu Ceren Topal’a adaması ve

“Ceren, sözümü tuttum. Bu madalya senin için.” mesajı.

Eminim başka güzel paylaşımlarda vardır ama benim önceliğim

bunlar oldu.

Önemli bir organizasyonu şampiyon olarak bitirdik. Şimdi sırada 15

Ağustos- 3 Eylül tarihleri arasında Belçika- Almanya- İtalya ve

Estonya’nın ortaklaşa düzenlediği Avrupa Şampiyonası var.

Sultanlar, Almanya’nın Düsseldorf kentinde ki C Grubu’nda

sırasıyla; İsveç, Azerbaycan, Çekya, Yuninistan, Almanya ile

oynayacak.

Öte yandan Filenin Efeleri de, Katar’ın Doha kentinde Challenger

Kupası’nda birinciliği elde ederek erkek voleyboluna sınıf atlatan bir

başarıya imza attılar.


İlk maçımızda Dominik Cumhuriyeti’ni 3-1 (25-20, 25-17, 24-26, 25-

19) geçtik.

Yarı finalde rakip belalımız Ukrayna oldu. Hatırlanacağı gibi Altın

Ligi’nde zirveye çıkarken bize çok zor anlar yaşatmışlar ve onları 3-

2 ile geçebilmeştik.

Beklenildiği gibi yine çok zor bir mücadele oldu. 18-25, 25-23, 25-

17, 19-25, 15-13’lük setlerle 3-2 kazanmayı başardık.

Finalde ev sahibi Katar’ı kolay yenerek hedefe ulaşacağımıza

inanıyordum. Bu arada “Kankamız” olmaları nedeniyle 1 set vererek

onları da mutlu edeceğimizi düşünerek televizyonun karşısına

oturdum. İlk set beklediğim gibi rüzgar gibi geçti: 25-13.

2. Set biraz fazla hata yapınca 22-25 gitti.

“Olsun zaten bunu da ummuştum” diye kendimi teselli ettim.

3. Set yine kolay geldi: 25-18.

Artık önümüz açıktı. Bir set erkek voleybolunda bize sınıf atlatacak

ve Milletler Ligi’nin yeni takımı yapacaktı.

Benim rahatlığım oyunculara da bulaşmış olacak ki, daha setin

başında 6 hata yaparak 5-9 geriye düşüverdik. Ardından da 22-25

ile 5. Setin yolunu tuttuk.

Final setinde gerçek ortaya çıkmakta gecikmedi ve 15-9 ile mutlu

sona ulaştık.

Tebrikler Efeler, Milletler Ligi size çok yakışacak...

Biz A Takmların maçlarına kilitlenmişken alt yapılarda da güzel

sonuçlar geldi.

U 17 Kız ekibimiz Avrupa Şampiyonası’nda 2. oldu.

Begüm Kaçmaz (en iyi orta oyuncu), Ece Esepaşa (en iyi libero)

olarak “Rüya Takım” da yer aldılar.

U 22 Kız Ekibimiz Çekya’nın Bruno kentinde düzenlenen Avrupa

Şampiyonası Eleme Grubu’nda 3 rakibini de (Avusturya- Kosova-

Çekya) ayni skorla (3-0) geçerek finallerde mücadele etme hakkını

elde etti.

Bu arada Karabük de yapılan 11. Avrupa İşitme Engelliler

Şampiyonası’nda; Erkekler de birinci, kızlarda ikinci olduk.

Bu başarıyı yakalayan takımlarımıza da alkışlarımı yolluyorum.


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Create Account



Log In Your Account