ZİRAAT BANKKART ZİRVE
DE
Mart ayını Avrupa’ da çok güzel sonuçlarla kapatmıştık.
Nisan da başarıyı bir adım daha yukarı çektik ve Ziraat Bankkart’ın CEV
Kupası’nı kazanmasının sevincini yaşadık.
Mayıs’ın başında ise İstanbul da Şampiyonlar Ligi 4’lü Finali’nde Vakıfbank
İtalyan rakiplerine diş geçiremedi ve kürsünün dışında kaldı.
Şimdi sırada yine Şampiyonlar Ligi’nde Halkbank’ın 4’lü
Final mücadelesi var.
Yurt içinde ise çok yoğun bir maç trafiği yaşadık. Play-
Off’lar, 3-4, 5-6, 7-8 müsabakaları, Vakıfbank’ın, Ziraat Bankkart’ın
şampiyonluk ipini göğüslediği final serileri, sadece bunların sonuçlarını bile
yazsam sayfam dolar.
Önceliği Avrupa maçlarına vererek başlamak istiyorum. Çünkü yurt içinde ligler oynanırken ortaya çıkan
görüntülere yaptığım yorumlar, finallerde de fazla değişmedi. Hatta ortaya
konan mücadelelerin “beklentilerimin altında kaldı” desem yanlış söylemiş
olmam.
Ziraat Bankkart’ın CEV Kupası’nı kazanması ile başlayayım.
Geçen ayın sonunda, ekibimiz finalin ilk maçını Polonya da
oynamış ve 3-2 kazanarak dönmüştü. O karşılaşmaya yazımda yer vermiş, rövanşı
bu aya bırakmıştım. Ancak Editörümüz Enver Bağlarbaşı, “Ağbi, bu bölümü yazı
dan çıkaralım. İki müsabakayı da gelecek ay paylaşalım. Böylece bütünlüğü kaybetmemiş
oluruz” dedi. Haklıydı. Bu nedenle ilk maça değinememiştim.
Önce o bölümü buraya alarak başlayayım.
“Mart’ı güzel geçmiştik. Nisan’a da harika başladık.
Deplasmanda Asseco Resovia Rzeszow’u finalin ilk maçında 3-2 (25-27, 25-21,
23-25, 25-23, 19-17) yenerek büyük bir avantajı ele geçirdik.
Nasıl mı oldu? Kısaca değineyim. Öncelikle şunu
belirtmeliyim ki, iyi oynadık. Kazandığımız için söylemiyorum. Gerçekten
savaştık. 1-2 geriye düştüğümüz anda bile, kendimi, ‘maçı kaybetsek bile bu
mücadeleyi Ankara da tekrarlarsak kupayı alırız’ diye söylenirken buldum.
Nitekim galibiyeti cebimize koyduk.
Kazandık ama, 2 küçük eleştirim var. 5. Sete 5-1 başlayıp
7-7 de yakalanmak iyi olmadı.
Diğer eleştirim de; set sonlarında, yani çok kritik anlarda
üst üste kaçan servisler. Tamam, servis
rakibin hücumda zorlanmasını sağlamak için önemli bir silah. Ama kritik anlarda
çok yüklenmek de avantajı kaçırmaya yol açıyor. En azından rakibin servis
karşılarken, veya atak yaparken hata yapabileceğini, ya da bizim blok yapma
şansımız olduğunu da akılda tutmak gerekir.”
Ankara’da ki rövanşa stresten olsa gerek iyi başlayamadık.
Bir ara 15-15 de rakibi yakalasak da sonu gelmedi: 20-25.
Sonra harika seyirci desteğiyle fırtına gibi bir ikinci set:
25-17.
Nefesleri kesen bir mücadele: 28-26.
Sonrası mı? Adeta şov: 25-14. Ve Şampiyonluk.
Hatırlayacaksınız, takımımız daha önce bu kupada ve
Challenge de final oynamış ama kazanamamıştı. Şimdi zirvedeyiz. Alkışlarımız
sizin olsun.
Mayıs’ın ilk hafta sonu bu kez sahaya Vakıfbank çıktı.
İlk gün İtalya Ligi’ni 3. sırada bitiren (19 galibiyet, 7
yenilgi, 58 puan. (Lider İmoco 77, ikinci Milano 60 puan)), Şampiyonlar
Ligi’nde grupta 6 da 6 yapan Scandicci ile kozumuzu paylaştık.
Aslında pek paylaştık da diyemeyiz. Çünkü ekibimiz adeta
sahada yoktu.
Bu oyun hepimizi fazlasıyla şaşırttı.
Evet, sporda yenmek de, yenilmek de var. Ama kolay teslim
olmak yok.
Vakıfbank bize bunu yaşattı. Servisler etkili değildi,
Servis karşılama düşüktü. Böyle olduğunda dengeyi sağlayacak smaçörler ortaya
çıkmalıydı. Ancak onlarda yoktular. Özellikle Van Ryk ile Bosetti.
Cansu bu düşük servis karşılamaya karşın (% 19), iyi paslar
attı. Ortaları kullanmaya çalıştı (Yuan’a 7, Zehra’ya 8 pas). Çinli cevap verdi
ama Zehra bekleneni veremedi.
Netice de 0-3 kaybettik (12-25, 19-25, 21-25).
Bir gün sonra karşımızda iyi oyunculara sahip Vero Volley
Milano vardı. Ama bu kez ilk set dışında düne göre daha iyi oynayan Vakıfbank
da sahadaydı.
Gerçi 1-3 (15-25, 19-25, 25-23, 18-25) yenik ayrıldık ama
çoğumuz “Bir gün önce böyle oynasaydık, finalde olurduk” demekten de kendimizi
alamadık.
Akılda kalan ise, Cansu’nun iyi pas dağıtımı, Markova’nın
16, Derya’nın 10, Franti’nin 9, Yuan’ın 7 sayıları oldu.
Bloklarda 6- 11 geride kalırken, servisten de sayı bulamadık.
Bu arada “iki gün boyunca Avrupa’nın en iyi 4 pasörünü;
Wolosz (İmoco),
Orro (Conegliano), Ognjenovic (Scandicci), Cansu (Vakıfbank)
izlemek bana büyük keyif verdi” diyerek noktayı koyayım.
Şimdi sırada Halkbank var. 16-18 Mayıs tarihleri arasında
Polonya’nın Lodz kentinde oynanacak 4’lü Final de kürsü için mücadele edecek.
Gelelim liglerimizin Play- Off ve Final etaplarına.
Önce 5-8 müsabakaları oynandı. Kadınlarda Zerenspor iyi bir
çıkış yakalayarak beşinciliği elde etti. Onu THY izledi. Kuzeyboru 7., Aydın Belediye 8. bitirdi.
Erkeklerde; Alanya Belediye 5., Altekma 6., Spor Toto 7.,
Halkbank 8.
oldu.
Sultanlar da ve Efeler de şampiyonların belirleneceği
karşılaşmalara da geriye dönüp kısaca hatırlayalım...
Önce 1-4 maçları oynandı. En çok ilgi çeken müsabakalar
doğal olarak Fenerbahçe- Galatasaray arasındaydı.
Kadınlarda güçlü kadrosuna karşın, Sarı- Lacivertliler
rakibinden 2-1’lik seri ile zor sıyrıldı. İlk maçı Sarı- Kırmızılılar 3-2
almayı başardı. Daha sonra Fenerbahçe 3-1 ile 1-1’i yakaladı. 3. müsabakayı da
3-2 kazanan Sarı- Lacivertliler finale yükseldi.
Diğer eşleşmede ise, Vakıfbank, Eczacıbaşı’nı iki
karşılaşmayı da ayni skorla (3-1) geçerek finale adını yazdırdı.
3-4 maçlarının ilkinde, Turuncu- Beyazlılar, Fenerbahçe’ye
kök söktüren Galatasaray’ı çok rahat yendi (3-0). 2. müsabaka da bu kez iyi
oynayan Sarı- Kırmızılılardan Eczacıbaşı zorda olsa 3-2 ile sıyrılarak ligi 3.
sırada bitirdi.
Finalde Fenerbahçe ile Vakıfbank şampiyonluk için kozlarını
paylaştı. Genel kanı, Galatasaray engelini zor geçse de, servis ve hücum
silahları daha iyi olan Sarı- Lacivertlilerin mutlu sona ulaşacağı yönündeydi.
Ancak bir kez daha görüldü ki kadron iyi olsa da oynamadan maç kazanılmıyor.
Daha iyi hazırlanmış ve daha çok isteyen Vakıfbank bunun
ödülünü 3-0’lık seri ile aldı. Özellikle Cansu’nun pas dağıtımı, Van Ryk ile
Markova’nın hücumlarda ki etkili performansları şampiyonluğun gelmesinde önemli
etkenlerdi.
Erkeklerde
Galatasaray, ezeli rakibi Fenerbahçe’yi 2 maçta da (3-0, 3-1), Ziraat Bankkart da Arkas’ı 3-1, 3-1 yenerek
finale yükseldiler.
3-4 mücadelesinde iki takımda evinde kazanınca seri üçüncü
maça uzadı.
Son müsabakadan 3-1 galip çıkan Fenerbahçe ligi 3.
tamamladı.
Galatasaray- Ziraat Bankkart final serisinde ise, Ankara
ekibi 3-0, 3-1,
3-0’lık sonuçlarla seriyi tamamladı ve şampiyonluğunu ilan
etti.
Hatırlarsanız ligde 2 karşılaşmayı Ziraat Bankkart kazanmış,
CEV Kupası
8’li Final eşleşmesinde de rakibine üstünlük sağlayıp yoluna
devam etmişti. Böylece Başkent ekibi 7 maçta yenilmeden rakibine üstünlük
sağlamış oldu.
Bu arada bir notum var.
Faruk Eczacıbaşı’nın takımdan ayrılan sporculara yaptığı
veda konuşması gerçekten çok güzeldi. Oyunculara verdikleri hizmet ve sahada ki
mücadeleleri için teşekkür etti. Böyle bir yaklaşım birçok kulübe örnek olmalı.
Çünkü genelde ayrılanların arkasından hep olumsuz konuşmalar yapılır.
Gelecek ay buluşmak dileğiyle...