EFELER HIZLANDI

Alev ANAKÖK (Konuk Yazar)
17 Ekim 2025
62

EFELER  HIZLANDI

 

Filipinlerde düzenlenen Dünya Voleybol Şampiyonası’nda Efeler, hepimizi mutlu eden bir performans ortaya koyarak 6. olmayı başardı.

5 kez katıldığımız, büyük  organizasyonda en iyi derecemiz bilindiği gibi 11.lik idi. 

Bu sonuç, bize, takımımızın Milletler Ligi’nde başlayan yürüyüşünün hızlandığını da göstermiş oldu.  

TVF Asbaşkanı, Erkek Milli Takımlar sorumlusu Semih Oktay’ın “Genç bir kadromuz var. Bu oyun ve derece, gelecek yıllar için çok daha iyi yerlere geleceğimizin bir işareti.

Ayrıca yolumuz önünde Polonya gibi bir dev vardı. Eğer diğer grupta yer alsaydık yarı finali görme şansını da yakalaya bilirdik” görüşüne bende katılıyor, bu iyi sonuca imza atan, yani emeği geçenleri kutluyor, hepsine teşekkür ediyorum.

Geçen ay Sultanların Dünya Şampiyonası’ndaki başarılarını yorumlarken, maçlar başlamadan önceki öngörümü anlatmıştım.

Aynı şekilde Efeler içinde müsabakaların startı verilmeden önce düşüncem şöyleydi: “Zor bir grubumuz var. Japonya Dünya sıralamasında 5., Kanada ise 8. Büyük bir olasılıkla Japonya ilk sırayı alır. Libya’yı kolay geçeriz. Kanada ile ikincilik için kozlarımızı paylaşırız. Kazanırsak son 16 turunda karşımıza Polonya gelir. Ve evimize döneriz.

Ama öyle bir Efeler sahne aldı ki bu öngörüm yerle bir oldu. Grubun favorisi Japonya’yı 3-0 gibi net bir skorla geçtikten sonra Kanada’ya da ayni tarifeyi (3-0) uygulayıp grubu ilk sırada bitirdik. Bu sonuç bizi , Hollanda ile eşleştirdi. 

Yine çok iyi bir oyun ve 3-1 gibi güzel bir skorla (bazı arkadaşlar rakibin kadrosu eksikti diye küçümseler de) netice de çeyrek finale adımızı yazdırdık.

Polonya karşısında ise iyi değildik. “Rakibimiz çok güçlüydü,  Dünya sıralamasının birinci basamağındaydı, Efe’nin sakatlığı nedeniyle oynamaması oyunumuzu etkiledi” diye mazeret bulabiliriz ama işin bir başka gerçeği de, önceki karşılaşmalarda ki tempomuzun, mücadelemizin bir hayli uzağındaydık. Yani Polonya’nın gücünü kabul etmiş bir görüntümüz vardı.

Netice de Fransa’nın, Brezilya’nın, Almanya’nın, Sırbistan’ın, Japonya’nın gruplarda elendiği bir şampiyona da çeyrek final oynadık ve Dünya altıncısı olduk.

Böylece; Milletler Ligi sonrası “ üst seviyeye çıkmak için yolumuz uzun”  diye yazdığım Efeler bana da güzel bir cevap vermiş oldular.

Sadece bana değil, benim gibi düşünen, maçları TRT 1, veya TRT Spor yerine, TRT Yıldız’ dan yayın yapılması kararını verenlere de kendilerini hatırlattılar (Grup karşılaşmalarından sonra “spor” a döndüler. Polonya ile oynadığımız mücadeleyi ise TRT 1’den yayınladılar). 

Gelelim maçlara;

Japonya karşısında oyuna tutuk başladık. 6-9’dan sonra “bizde varız” dedik ve etkili servislerimize eklediğimiz hücumlarla yürüyüşümüzü başlattık: 12-10, 20-14 ve 25-19.

Müthiş bir çekişme, karşılıklı sayılar 25-23.  2-0 yaptık.

3. set 12-12’ nin ardından hızlandık: 25-19. Böylece 3-0 kazanmayı başardık.

Libya karşısında ilk seti 25-18 alınca rahatlamış olacağız ki biraz sallandık: 23-25.

Ardından şov: 25-14, 25-16.

Geldik kilit müsabakasına.

Kanada karşısında voleybol adına her şeyi yaptık. Bunun sonucunda ilk iki set 25-21, 25-16 geldi.

3. Sette 10-5 de yakaladığımız 5 sayılık farkı 20-15’e kadar da koruduk. Ne var ki biraz sallanmak 22-23 geri düşme mize yol açsa da seti 27-25 kurtardık. Grubu ilk sırada bitirip 16 takım arasına girdik.

Peki bu başarının mimarı kimdi? Diye sorarsanız, hiç kimseyi ayıramam. Tabi ki sayı yükünü çeken Adis ve Efe biraz daha ön plana çıktılar. Ama Pasör Murat’ın pas dağıtımı, orta oyuncular Bedirhan ile Matic’in blok ile hücumları, kritik sayılarıyla Mirza’nın varlığı, Berkay’ın defanstaki performansını biraz önde tutsam da,  oyuna girip katkı veren oyuncularımızı da unutmamak gerekiyor.

16 turunda ki Hollanda maçının ilk setini 27-29 kaybettik. Bu bizim kendimize gelmemizi sağlamış olacak ki, yine esmeye başladık: 25-23, 25-16, 25-19.

Akılda kalanlar: Adis’in 28, Efe’nin 15, Bedirhan’ın 12 sayısı.

Rakibimize karşı, bloklarda 12- 5, servislerde 8- 4 üstünlüğümüz. 

Bu galibiyet bizim en iyi 8 takım arasına girerek tarihimizde ki en iyi girmemizi sağlamış oldu.

Polonya’ya ise 0-3 yenildik. 

ilk seti 15-25 verdik. 2. Set 11-16’dan sonra kıpırdandık.  Arada ki farkı 1 sayıya kadar indirdik: 21-22. Olmadı: 22-25.

3. Seti de 19-25 kaybettik. Böylece şampiyonaya da veda ettik.

Bu arada bazı arkadaşlarım, “bu köşede ki yazılarında devamlı maçları ve setleri anlatıyorsun. Bizler zaten karşılaşmaları izliyoruz. Sen de tekrar önümüze getiriyorsun” diyorlar.

Daha önceden de böyle söyleyenler olmuştu. Bende o zaman onlara verdiğim cevabı tekrar edeyim.

Bugün yaşananlar, kısa bir zaman dilimi sonrası unutulur gider. Hatırlansa bile sadece sonuçlar akıllarda kalabilir. Dergiler ise kalıcıdır. Yıllar sonra dergiyi okuyan biri, o günlere ait detayları, yani karşılaşmaların, setlerinin nasıl sonuçlandığını okuyup, o anları anımsar. Maçları seyretmeyenler ise,  en azından bilgi sahibi olurlar. 

İşte bu düşünce beni, bazı müsabakaları detaylamaya itiyor.

Artık gözlerimizi ülke içinde ki faaliyetlere çevirme zamanı da geldi. Önce 8 Ekim de AXA Sigorta Kupa Volley de, Vakıfbank- Fenerbahçe kozlarını paylaşacaklar. Sonra da ligler perdelerini açacak.

Tüm takımlara  başarılar dilerim.

Yazımı; Voleybolumuzun en önemli kulüplerinden biri olan Eczacıbaşı’nın, “Yunus” da ki yeni salonunun açılışıyla noktalayayım.  

Camiamızın çok iyi tanıdığı bir çok isim bu güzel günde yer alırken, branşımıza yıllarca hizmet etmiş, başarılarıyla katkı vermiş eski sporcularla birlikte olmak beni de yıllar öncesine götürdü.

İyi ki voleybol oynamış, antrenörlük, yöneticilik yapmış, gazeteci olarak

yıllarımı bu camiada, güzel insanlarla birlikte yaşama şansını yakalamışım.    


YAZARIN DİĞER YAZILARI

Create Account



Log In Your Account