CENGİZ TUNÇBİLEK (ŞİŞMAN)
Arkadaşlığımız 1970’li yıllarda başladı.
Moda’daki evime voleybol toplantılarına gelirdi.
Bizim ilk toplantılara katılanlar Enver Göçener, Özdemir
Gözüodlu, Ömer Arkın…
O zamanlar Mehmet Bedestenlioğlu Tokat’ta sokakta misket
oynuyordu.
Sonradan toplantılara Alev Anakök, Turgay Karabulak, Hasan
Epirden, Ahmet Besler… Sonraları Adnan Kıstak, Füsun Erben, Can Çavuşoğlu,
Gökhan Edman katılırdı.
Nedim Özbey ve Işık Menküer muhalefet toplantısı diye
korkudan katılmazlardı.
Delikanlılar ya.
O zamanlar Cengiz normaldi, sonra şişman Cengiz oldu.
Son zamanlarda ise fil Cengiz olmuştu.
Facebook’ta yazdığım gibi Cengiz Google gibiydi.
Herkes ona danışırdı,
herşeyi bilirdi, herkese yardım ederdi.
O zamanlar aramızda para problemi diye bir şey yoktu.
Danışma ücreti, komisyon, avanta, faiz gibi kelimeler lugatımız
da yoktu.
Şimdiki neslin asla anlayamayacağı bir dostluk vardı.
Cengiz hiçbir tartışmada sesini yükseltmez, sinirlenmez,
küfür etmezdi.
Galiba midesi büyüdüğünden sinirleri sıkışmış görev
yapmıyordu.
Hem de masada çok bilmişler varken ve benim gibi heyecanlı
ve sinirli tipler varken.
İstanbul’daki ajanların yardımcısıydı, tertip komitesinin
danışmanıydı.
Voleybol camiasının Marko Paşa’sıydı. (Kasımpaşa ile lütfen
karıştırmayın) hakemlerde ona danışırdı.
Her şeye çözüm bulurdu.
O zamanki insanlar mütevaziydi.
Aramızda bir tane BMW li sonradan görme vardı, o kadar.
1970 li yıllarda Türkiye’mizde paranın satın alamayacağı
hakiki dostluklar vardı.
Biz voleybol camiası olarak galiba Cengiz’in kıymetini
bilemedik ki, o da kürek camiasına gitti.
Ve gördük ki, orada da çok sevildi.
Demek ki hata bizdeymiş.
Zaten voleybol camiası başarılı insanları cezalandırıyor galiba.
Emekli olduktan sonra gittiği ışık okullarında da çok
sevildi.
Sade bir aile hayatı vardı.
Ailesine hakimdi.
Ama midesine hakim değildi.
Zaten yemekten evvel
tatlı yemesi bunu gösteriyor.
Uzun zamandır duyduğum ve beni çok rahatsız eden bir konu
var.
25 Kasım uluslararası kadına şiddetle mücadele gününe bazı
antrenörleri hitafen kaleme aldım.
Alt yapılarda kız ve oğlan çocuklarımıza uyguladıkları
fiziksel şiddet ve kızlarımıza yönelik cinsel istismar konusunu çok sık
duyuyorum.
Voleybol elit bir spordur.
Bu kalitemizi ilerletmek ve devam ettirmek zorundayız.
Camiamızda bulunan ve fiziksel şiddet, cinsel istismar
uygulayan antrenörlerin tespit edilerek gerekiyorsa meslekten men edilmesine
varan yaptırımların oluşması taraftarıyım.
İlk VOLAF yönetim kurulu toplantısında bu konuyu ele alıp
voleybol federasyonuyla ortak bir proje geliştirmeye yönelik adım atılmasını
düşünüyorum.
Bu konuda neler yapılabilir, önerilerinizi bekliyorum.