EFELER YOLU UZATAMADI
4 Ülkede grup maçlarıyla başlayan 31. Avrupa Erkekler
Voleybol Şampiyonası’nda Ulusal Takımımız 16’lı Final Turu’nda İtalya’ya
yenilerek, bu büyük organizasyona veda etti.
Sakatlıklar nedeniyle 4 önemli eksikle yola çıktığımız
şampiyonaya Slovenya’nın ev sahipliği yaptığı C Grubu’nda başladık. İlk rakip
Rusya oldu. 1-3 (13-25, 25-23, 17-25, 15-25) kaybettik. İyi oynadığımız
söylenemez. Tek güzel şey; ikinci seti geriden gelip almak oldu.
Sonra Madedonya’yı beklediğimiz gibi 3-0 (25-20, 25-23,
25-13) ile geçtik.
Ev sahibi Slovenya
karşısında organizasyonda ki en iyi oyunumuzu oynamamıza karşın 0-3 (28-30,
16-25, 23-25) kaybettik. Önde olduğumuz ilk seti son anda verdiğimizi, iyi
mücadele ettiğimiz 3. seti de küçük nüanslarla yitirdiğimizi hatırlatırım.
Ayrıca grubu ikinci sırada bitiren bu takımın daha sonra
fırtına gibi estiğini, 16’lı Finalde Bulgaristan’ı 3-1, Çeyrek Finalde grupta
0-3 yenildiği Rusya engelini 3-1 aştığını, Yarı Finalde Polonya’yı 3-1 mağlup
ettiğini, finale yükseldiğini ve Sırbistan’a 1-3 kaybederek Avrupa ikincisi
olmayı başardığını not olarak düşeyim.
Devam edelim;
Belarus’u 3-1 (25-21, 26-24, 20-25, 25-19) geçtik. Grupta ki
son müsabakamızda 2-1 öne geçtiğimiz ama
sonunu getiremediğimiz karşılaşmada Finladiya’ya 2-3 (20-25, 25-15, 25-18,
23-25, 12-15) kaybettik. Bu yenilgi bizim için fazla bir şey ifade etmiyordu
ama bu sonuç Kuzey Makedonya’yı bir üst tura çıkmaktan etti.
Neyse, grubu Rusya ile Slovenya’nın arkasından 2 galibiyet,
3 yenilgi, 7 puanla 3. sırada bitirip 16. Final Turuna yükseldik.
Bu kez rakip İtalya idi. 0-3 (22-25, 18-25, 21-25) kaybettik
ve evimize döndük. Döndük de şu İtalya maçı bize en büyük eksikliklerimizin ne
olduğu da gösterdi.
Biliyorsunuz ülkemizde voleybol erkeklerde de, kadınlarda da
yabancıların parsellediği köşelerden oynanıyor. Genelde bizim oyuncuların görev
yaptığı ortadan hücumlar takım önde
değilse pek yapılmıyor. İtalya karşısında işte en büyük sıkıntımız bu oldu. İlk
2 sette orta oyuncumuz Vahit Emre ile Doğukan görev yaptı, 3. sette Vahit Emre
yerine Oğuzhan başladı. Yukarıda da belirttiğim gibi ligde ortadan hücum az
yapıldığı için özelikle bu bölgede görev yapan genç sporcularımız köşelere blok
için gitmeye şartlanıyorlar. Biliyorsunuz tüm Dünyada takımlar ortadan yapılan
ataklara blok ve defansı çok zor yapıyorlar. Bu bizim için köşelere yetişme
alışkanlığı nedeniyle ortadan yapılan hücumlarda daha da sıkıntı yaratıyor.
Rakiplerimiz bu koridoru fazlaca kullanmaya başlarsa sorun iyice büyüyor. İşte
bunu çok iyi gören İtalya, iyi manşet aldığı bölümlerde oyunu ortaya yıktı.
Çabuk hücum organizasyonu veya kurşun ataklarla kolay sayılar buldular. Tabi ki
önlem alamadık. Rakibin ortada görev yapan 2 sporcusu Anzanı % 83, Piano % 56
atak yüzdesiyle oynadılar. Bizde Vahit
Emre ve onun yerine giren Oğuzhan ikilisi bloktan sayı alamadılar. Doğukan ise
2 blokla maçı bitirdi.
Buna karşın etkili servis attığımız bölümlerde ortadan
oynanamayan, köşelere yönlenen oyunda ise rakibimizle rahatlıkla boğuştuk.
Karşılıklı sayılar aldık. Ancak farkı getiren işte bu ortadan hücumlar oldu.
Servis demişken, bu konuda da sıkıntılarımız olduğunu
gördük. Sert smaç servis veya 8 metreleri bulan uzun servisler atmayınca rakibe
rahat atak şansı veriyorsun (özellikle de ortadan). Bunu da öncelikle
çözmeliyiz.
Liglerimizde görev yapan teknik adamlar, alt yapılarda
çalışan antrenörler bu konuda görev size düşüyor. Oyuncuların kendilerine güven
duymalarını sağlamalısınız ki smaç servis atanlar fazlalaşsın. “Maçı kazanayım
yeter, gerisi önemle değil” düşüncesi içinde kalırsak bu sorunu çözme şansımız
olmaz.
Sonuç olarak; Avrupa Şampiyonası’nda Efeler yolu
uzatamadılar ama hakemimiz Erdal Akıncı bu büyük ve zorlu yarışta sonuna kadar
gitmeyi başardı. Akıncı, Sırbistan- Slovenya final maçında “Baş Hakem” olarak
başarılı bir yönetim gösterdi ve
hepimizi gururlandırdı. Sadece bununla da kalmadık. MHK Başkanımız Aziz
Yener de bu final mücadelesinde “Gözlemci” olarak görev yaptı. Böylece Avrupa
Şampiyonası’na takım olarak 16’lı Tur da veda ettik ama Akıncı ve Yener ile
“Final” görmüş olduk. Tebrikler...
Tüm yaz aylarını dolduran Ulusal Sınavlar sonunda bitti ve
gözlerimizi 2019-2020 sezonuna çevirmeye başladık. Biliyorsunuz Sultanlar 12,
Efeler ise 27 Ekim’de lige “Merhaba” diyecekler. Yani hazırlıklar hızlandı.
2’li maçlar, turnuvalar peş peşe gelmeye başladı. Böylece yenilenen kadroların
oyun şablonuna uyması için çaba harcanıyor.
Lig için şimdiden bir yorum yapmak erken olsa da, kadrolara
bakarak yine de bazı ön görülerde bulunabiliriz.
Benim ön tahminim ise şöyle: Sultanlarda; (alfabetik sıraya
göre yazayım ki sorun çıkmasın) Eczacıbaşı VitrA, Fenerbahçe OPET, Vakıfbank’ın
şampiyonluk yarışı, geçtiğimiz sezondan daha güzel ve heyecanlı olacak. Yine
alfabetik sıraya göre, 4-5-6 için Aydın, Galatasaray ve THY ön plana çıkıyor.
PTT bu üçlüden biriyle yer değiştirmek için mücadele edecek.
Play- Off’un 8. takımı da; Karayolları, Nilüfer Belediyesi, Atlas
Global Yeşilyurt arasından çıkacak gibi... Beşiktaş ile Beylikdüzü’nün kadro
yapma arayışı ne gösterir onu ise bilemiyorum.
Efeler’e gelince; İlk sıralar için yine 5 takım öne çıkıyor.
Alfabetik sıraya göre; Arkas, Fenerbahçe, Galatasaray, Halkbank ve Ziraat
Bankası. Kadrolara bakınca sanki Sarı- Kırmızılı takım bir adım önde gibi
duruyor.
Arhavi, Bursa B. Belediye, İnegöl Belediye, İstanbul B.
Belediye, Spor-Toto, Tokat Belediye Plevne ekipleri için yorumu, eksik
oyuncularını tamamlama çabalarını bitirdikten sonraya bırakmak daha doğru
olacak...
Bu arada Ekim ayının ikinci günü Türkiye Voleybol
Federasyonu ile Voleybol Antrenörleri Federasyonu’nun ortaklaşa düzenledikleri
Üst Düzey Gelişim Semineri yapıldı. Çok sayıda antrenörün katıldığı toplantı
güzel ve bilgilendiriciydi. Ulusal Erkek Takımımızın Başantrenörü Nedim Özbey
ile Filenin Sultanları’nın Başantrenörü Giovanni Guidetti geride kalan Avrupa
Şampiyonasıyla ilgili bilgiler verirken, Arkas’ın Teknik Direktörü Glenn Hoag
genç sporcuların gelişimiyle ilgili çalışmalarını anlattı. Bu tür seminerlerin
daha da fazlalaşması eminim ki antrenörleri daha da mutlu edecektir.