Enver Göçener
Türk voleybolunun önde gelen isimlerindendir. Ben onu 1970li
yıllardan beri tanırım. Voleybolumuzun gelişmesinde ve modernleşmesinde önemli
rol oynamıştır.
Oyunculuğum da iyidir dese de, etrafa sordum soruşturdum
kötü bir voleybolcuymuş, neyse…
Voleybolun ilk profesyonelleşmesinde; İ.E.T.T. kulübüyle 1970li yıllarda idareci
Aziz ve Basri bey ile, oyuncular Aziz Kaloğlu, Sami Akgün, Davut, Tanju Özenç,
Deniz Esinduy, Mehmet Gündüz, Sedat Erener, Turhan Hakkut, Gökhan Esentan, Erol
Paksoy, Cem Kartal.... emekleri vardır.
İlk defa günde 2 antrenmanı başlatan, oyuncularını sigortalı
işte gösteren, kulübün antrenörü Enver Göçener.
Okul mu, spor mu tartışmalarını başlatan kulüp İETT dir
voleybolda. Yıl 1972 ve şimdi yıl 2019 tartışmaya devam…
Ben oyumu önce tahsil sonra spordan yana kullanıyorum.
Hatta daha da ileri gidiyorum önce insan sonra Müslüman;
önce tahsil sonra politika…
İyi sporcuların topluma örnek olması ve örnek hayatları ile
yönlendirmesi lazım.
Yoksa zamanların gol kralı Tanju Çolak’ın bir lisede
konuşurken “ben kendime tabanca aldım sizde alın “demesi gibi trajikomik
olaylar olur. Şimdiki kaliteli sporcu Arda Turan gibi.
Neyse konumuz Enver.
İETT den sonra
Galatasaray kulübü ile efsane takım kurdu.
Payidar – İsmet, İbrahim - Metin çaprazları ve Ahmet Gülüm
ve her sene değişen çaprazı..
Çok güçlü kulüplerin arasından şampiyonluklar aldı. (
Eczacıbaşı – Sönmez Filament… )Çok sporcuyu adam etti, çok antrenöre yol
gösterdi, yardım etti.
Ama kendisini unuttu! Biraz aynaya baksaydı kendisini belki
hatırlayabilirdi.
En son Burhan Felekte yaz okullarında görev aldı.
Sonra üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilere yardım
etmişti.
Haydarpaşa kulübünde
çalıştı ama hayatı yavaş yavaş yalnızlığa doğru gidiyordu.
Sami ve Aziz abinin çok yardımları oldu.
Şimdi bayrak Es sporlu Sırmada.
Sırma zaten geri planda hep yardımcı oluyordu sağ olsun.
Ben Enver ile 50
yıllık arkadaşlığımın içinde sadece 1975 de Vinylex ve 1983 de Milli takım
zamanı beraber çalıştım.
Hep birbirimize rakiptik. Ama düşman değildik.
Voleybol anlayışımız
da çok değişikti.
O sezon başında ilk 6’sını belirler ve hep onunla oynardı.
Ben ise devamlı
gençleri denerdim.
Voleybolda teşkilat var, olay var, bildiğin gibi değil, aman
dikkat et, mafya var…
Enver söylerdi hep bunları.
Enver’in bu hastalığı bana çok şey öğretti, düşenin dostu
olmaz!
Hayatta hedefin olmaz ise hayat sana küser.
Facebook’ta Cengiz Tokgöz’ün 5000 arkadaşı varmış,
“Bülent bu sayı az” dedi.
Salak Cengiz, sen bir
hastalan hele sana çorba getirecek 5 kişi bulamazsın!!!
Zaten son gecede plaket almadın diye kapris yaptın, bunamaya
başladığını gösterdin.
Neyse hayat derslerine devam…
Hayatta mutlu olmak istiyorsan çevreni mutlu et, ama
kimseden bir şey isteme.
Benim hayat anlayışım: insanların iyi yanlarını görün. Kötü
yanlarını için ikazınızı yapın, düzeltmiyorsa siz dert etmeyin kendi sorunudur.
Aptallar ile tartışmayın.
Yani Türkiye’de yaşıyorsanız kimse ile tartışmayın derim.
Ailenize sahip çıkın,
ölülerinize sahip çıkın ama yalayan ölülerinizi de unutmayın.
Ülkemize de sahip çıkalım. Şu an sanki Titanik batarken
orkestranın müzik çalma sahnesi gibi geliyor bana, inşallah hatalıyımdır.
Bunca zaman Enver için çağrı yaptım kimse elini oynatmadı.
Hep yalandan” gelicez abi”, yalandan” ilgilenicez abi”…
Şimdi artık gülüyorum. Samimi gelmiyor.
Facebookta herkes bir mesaj atınca bir yorum yazınca kendi
vicdanlarını rahatlatmış oluyorlar hepsi bu.
Bu yardım dayanışması herkes için olabilirdi Enver, Ahmet,
Mehmet, Ayşe, Fatma…
Kimse yardım etmeyi sevmiyormuş
ben bunu anladım.
Yine de söylüyorum; Enver’in şuan kaldığı huzur evi:
Derman Huzur Evi. Cevizli - Maltepe’de Cumhuriyet Cad.
İstasyon Sok No 1 www.dermanhuzurevi.com 444 07 13 . Esspor Kovan salonlarının
200 metre ilerisindedir.