Gülnur ve Reşat Arığ
Türkiye’nin spor tarihinde bir ilk olan Gülnur’un
hazırladığı” Voleybolun Unutulmazları”nı incelemeye başladım. (4 ciltlik
voleybol ansiklopedisi, 1905-1965 doğumlular, biz takımı) Yaşayan tarih
okudukça merakınız daha da artıyor. Bu kadar ünlü kişileri bir kitapta
toplamak, olacak iş değil…
Gülnur beni bile kaç defa aramıştı.
Ağabey haydi yazını ver diye.
O efendi olduğu için bana sadece içten kızıyordu.
Geçmişi bilmeden gelecekte başarılı olamayız.
Başkalarının tecrübelerinden istifade edersek daha çabuk
ilerleriz.
Benim şu anda Voleybol Antrenör Derneği başkanı olarak bu 4
ciltten de öğreneceğim çok şey var.
Her spor kütüphanesinde olması şart olan bir eser.
Vefat eden efsanelerin hayatları, başarılı sporcuların zor
hayatları, kalabalık içinde yalnız yaşamış sporcuların hayatları, bu
ansiklopedi sayesinde birbirlerini yeniden gören sporcuların sosyal hayat
sevinci…
Voleybol sporunun getirdiği disiplinle iş hayatında başarılı
olanların hayatları.
Bu ansiklopedinin bence her ilde spor müdürlüklerinde olması
lazım…
Her spor kulübünde olması lazım…
Ay! Birden havaya girdim, kendimi Avrupa’da zannettim.
Daha gazete almayan, voleybolun içinden olup 14 yıldır
yayınlanan ve 160. Sayısı çıkan “Manşet Voleybolun Sesi” dergisini almayan, bir
camia için…
Ama biz kendini bilen eski sporcular bu ansiklopediyi hediye
olarak özel günlerde dağıtmalıyız.
Ansiklopedilerde maalesef hep kaliteli insanlar yoktu…
Edebiyatçı bir babanın masum antrenörlüğünü kullanıp
torpille devamlı ilk altıda oynamasına rağmen belli bir seviyeye gelemeden
voleybolu bırakıp tangoya ve yelkene gidenlerde vardı.
Ben isim vermeyi doğru bulmuyorum.
Çünkü benim adım Nedim Özbey değil, Bülent Meriç. Ben sadece gerçekleri yazarım…
Sabaha Facebook’u açtım.
Baktım Reşat Arığ voleybol antrenörlüğünü bırakmış.
Spor okulu yapacakmış. Reşat’la galiba 1986 yılında
Galatasaray Voleybol Okulunda beraber çalışmıştık. Sonra kulüpte çeşitli
kademelerde görev aldı. Daha sonra kendini geliştirdi. Değişik kulüplerde görev
aldı. Voleybola kızıp da gidenler artık çoğalmaya başladılar. Hep kalitesi
olanlar, işin kötüsü de bu. Gidenler, küsenler, bırakanlar, mücadeleden
vazgeçenler… Maalesef kendi değerlerimiz gidiyor. Yabancılar geliyor. Pasta
küçüldükçe problemler çoğalıyor.
Antrenörlerimiz arasında bir dostluk oluşmalı artık.
İdarecilerimizin de biraz daha dikkatli olmaları lazım. Keşke kulüp yöneticileri
ve idarecileri de bir eğitim kursuna katılabilseler. Ülkemizim ekonomik
durumunun daha iyiye gitmesiyle yeni kulüpler açılırsa problemler azalır.
Reşat Arığ, Işık Menküer, Gökhan Edman gibi antrenörler
kolay yetişmiyor.
Beşiktaş voleybol erkek takımının ve genç takımının
başarıların, şubeyi kapatmakla kutladılar.
Trajikomik bir olay…
Bence voleybolda en büyük parayı menajerler ve spor
psikologları kazanıyor galiba…
Beylikdüzü voleybol takımı, kısıtlı imkanlarla ve Mehmet
Bedestenlioğlu ile beşinci oldu.
Ama hala durumu netleşmedi. Tamam mı? Devam mı?
Yok ben kutuyu aç diyorum… Voleybolda başarılar cezasız
kalmıyor. Mehmet İstanbul’da 3 köprü var. Git atla… Ne duruyorsun?