HER ŞEY YOLUNDA
Geride kalan ay, ihmaller sonunda 78 can yitirdiğimiz
Kartalkaya Otel yangınıyla sarsıldık.
Aslında sık sık bir olay yaşıyoruz. Orman yangınları,
seller, maden ocakları kazaları, deprem ve son olarak da bu. Umarım en kısa
zamanda sorumlular bulunur, cezalandırılır. Hayatını kaybedenlerin ailelerine
başsağlığı diliyorum.
Yazıya üzücü bir giriş yaptım. Voleybola dönersek, 2025, hem
liglerde, hem de Avrupa da yoğun bir maç trafiği ile başladı.
Gerek Sultanlar, gerekse Efeler Ligi’nde kaliteyi tartışıyor
olsak da, uzun rallilerin yaşandığı, heyecanı yüksek müsabakalar izlerken,
bazen ilginç sonuçlarla da karşılaşıyoruz.
Zerenspor evinde Galatasaray’a 1-3 kaybetti, 3 gün sonra
İstanbul da Vakıfbank’ı 3-2 yenmeyi başardı.
Zerenspor’u deplasmanda yenen Galatasaray, Bahçelievler’in
elinden 3-2 ile kurtuldu. İlk dördü kovalayan THY, Keçiören Belediyesi’nden
(3-2) zor sıyrıldı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu arada ayın son haftasında zirve yarışının iki adayı
kozlarını paylaştı. Fenerbahçe’yi 2-3 yenen Eczacıbaşı, bu galibiyetle
liderliğe yükseldi.
Sonuca bakınca maçın çekişmeli bir mücadeleye sahne olduğunu
düşünebilirsiniz. Ama öyle olmadı. Çok iyi oyunculara sahip iki takım inişli- çıkışlı bir grafik ortaya
koydular.
Örneğin; ilk seti, sarı- lacivertliler 9 sayı farkla
kazandı: 25-16.
2. Set 21-25 bitti. Ancak bir ara sayılar 16-23 idi.
3. Set: Eczacıbaşı 19-23 öndeydi. Seti Fenerbahçe 25-23 aldı
(üst üste 6 sayı).
4. Set 6 farkla bitti: 19-25.
5. Setin sonuna 9-14 gelindi. 11-15 sonuçlandı.
İstatistiklere bakıyorsun, birbirlerine yakınlar ama setler
farklı bitiyor !
Efeler de; zirve yarışının adaylarının kozlarını paylaştığı
karşılaşmalarda Ziraat Bankkart,
Halkbank’ı 3-0 ile geçerken setleri de 25-22, 25- 17, 25-18 aldı.
Ankara ekibi, daha sonra Fenerbahçe’yi 3-0, İzmir de Arkas’ı
1-3 yendi. 17 maçta 15 galibiyet, 2 yenilgi, 46 puan ile zirveye yerleşti.
Halkbank ise, Spor Toto’yu ve Galatasaray’ı 3-0 mağlup
ederek moral buldu. Bu sonuçlar sonunda 16 maçta, 3 yenilgi, 41 puan ile lideri
takip ediyor.
Öte yandan Avrupa da da takımlarımız son viraja doğru hızla
koşuyorlar.
Şampiyonlar Ligi’nde grup maçları tamamlandı. Fenerbahçe,
Eczacıbaşı 6 da 6 yaptı.
Vakıfbank İstanbul da 3-0 mağlup ettiği, Milano’ya İtalya da
1-3 kaybetti. Grubu lider tamamladı.
Ancak bu sonuç çeyrek finalde Fenerbahçe- Vakıfbank eşleşmesini getirdi.
Bu da voleybolumuz açısından hiç iyi olmadı. Çünkü yarı
finalde bir takım eksik olacağız.
Bu arada Eczacıbaşı’nın rakibi de, büyük bir olasılıkla,
Alman ekibi Schwerin’i eleyecek Milano olacak.
CEV de; THY, Belçika ekibi Beveren’i iki karşılaşmada da
mağlup etti ve çeyrek finalde, Şampiyonlar Ligi’nde grubunu 3. tamamlayan
Bielsko Biala ile kozunu paylaşacak.
Yine bu kupada ülkemizi temsil eden Kuzeboru, Novara’yı
(İtalya) ilk müsabakada 3-1 yendi ama rövanşı 3-0 verdi. Altın Seti de
kaybedince Avrupa’ya veda etti.
Challenge Kupası’nda Olympiakos engelini aşan Galatasaray
yarı finale adını yazdırdı. Şimdi rakip: İtalyan Reale Mutua Chieri.
Erkeklere gelince; Şampiyon Ligi’nde Halkbank, İtalya da
Perugia’yı 3-2 mağlup etti. Bu sonuçla
grubu 2. bitiren ekibimiz Play- Off Turu’na yükseldi. Milano ile eşleşti.
Fenerbahçe ise, grubu 3. sırada tamamladı. Şimdi yoluna CEV
Kupası Çeyrek Finali’nde devam edecek. Rakip: Resovia Rzeszow (Polonya).
CEV de; Ziraat
Bankkart, İspanya da 3-2 yendiği Las Palmas’ı Ankara’da da 3-0 ile geçti ve
Çeyrek Finale adını yazdırdı. Bu turda ACH Volley Ljubljana ile oynayacak.
Challenge Kupası’nda; Paok’u 2 müsabakada da mağlup eden
Spor Toto, yarı finale adını yazdırdı ve Lube Civitanova (İtalya) ile eşleşti.
Ocak ayının kısaca görünümü böyleydi.
Son dönemde bazı okurlardan “takımlarımızın hücumlarda
çeşitliliğinin olmadığını yazıp duruyorsun. Bu konuyu açar mısın?” diye
mesajlar aldım.
Eskiden değinmiştim. Her halde görmemişler. Bu nedenle
isteklerini yerine getirmeye çalışayım.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, benimde antrenörlük
yaptığım dönemlerde, rakip blokları geçmek için bir çok takım bu atak
çeşitliliğini yapardı. Yani özel şeyler değil.
. Köşe oyunculardan başlayayım. 2- 2.5 metre civarına atılan açık
toplara hücum (gerçi pasörler, kötü manşet gelmediği sürece hiçbir zaman
isteyerek buraya pas atmazlar. Halbuki liglerimizde geç blok yapılmadığı için
parmaklara değen toplar genelde dışarı gider (blok aut olur). . 3-4 arasına atılan pas (orta oyunculara
atılan kurşun pasın biraz daha uzunu).
. Orta oyuncu pasörün
üstüne koşar. Köşe, 1.5- 2 metre yanından topa vurur.
. Orta oyuncu kurşun pasa giriş yapar. 4’de ki pasör ile
ortanın arasındaki bölgeden vurur.
. Ayni atak şekilleri 2 numarada ki oyuncular içinde
yapılır.
Şimdi okuyacağınız hücum şekli belki sizlere çok abartılı
gibi gelecek.
Ama Galatasaray erkek
takımı yapıyordu.
4 den servis karşılamak için 4.5- 5 metreye civarına açılan
Payidar, pasör Ahmet’in arkasına, yani 2 numaraya attığı
pasa hücum yapıyordu. Koşu mesafesine bakar mısınız. Keşke görüntüsü olsaydı da
izleyebilseydiniz.
Gelelim orta oyunculara:
. Kurşun pas. 2’ye tek ayak. Yapılıyor. Ancak erken kısa
nadiren uygulanıyor.
. Pasörün üstüne koşup, birden arkasına dolaşıp çabuk hücum
yapılır.
. “Steps”. Orta oyuncu pasörün üstüne koşar. Sıçrar gibi
yapar. Bekler. Sonra atılan pasa vurur. Bunu da hiç görmedim.
Ayakları çabuk, kolu çabuk Aslı (Fenerbahçe) bunları çok
kolay yapar.
Yine eskiden, blok yapacak oyuncularının bir anlıkta olsa
kafalarının karışmasını sağlamak için, rakip servis atarken, ön pozisyonda ki
pasör, arka oyuncu gibi gösterildi. Böylece 2. Topa atak yaptırılırdı (plase
değil). Pasör bir de solaksa bu ataklar izleyenlerin de hoşuna giderdi.
Arçelik Kadın Takımı Antrenörü olduğum dönemde, iki pasörüm
de (İlkay ile Yeşim) solaktılar. Bu nedenle, 2. topa çok hücum yaptırır, çok da
sayı, seyirciden de alkış alırdık.
Bu anlattıklarımın çoğunu görmüyorsunuz. Eğer yapılsa, eminim
ki maçları izlerken daha çok keyif
alırsınız.
Bu arada bazı ekiplerimizin zaman zaman 3’lü blok
yapmalarından da mutlu olduğumu vurgulayayım.