Merhaba,
 Geçtiğimiz iki ayda
milli takımlara biraz değindim. Erkeklerin sakatlıklar nedeniyle yaşadığı
sıkıntıları ve yeni teknik heyetin hedef turnuva olarak Avrupa şampiyonasını
gördüğünü söylemiştim. Kadınlar tarafında ise Guidetti’nin farklı bir kadro ile
yola çıktığını ve Grand Prix’den çok büyük bir beklentim olmadığını dile
getirmiştim. Beklediğim gibi oldu. Peki
neden?
 İlk neden İtalyan
teknik adam da aynı Milenkoski gibi hedef turnuva olarak Avrupa şampiyonasını
görüyor. Bazı oyuncuları dinlendirmek istedi. Tartışmaya açık bir konu. Bazı
ülkeler bunu yaparken geçmişte hem grand prıx kazanan hem de kıta
turnuvalarında mutlu sona ulaşan takımlar gördük. Belirtmem gerekir ki fizik gücü çok kuvvetli
olamayan bir takım olarak uzun maratonların bizi yıprattığına inanıyorum ve bu
bağlamda Guidetti’ye katılıyorum. Böyle bir takvimde savaşlarınızı
seçmelisiniz.
 Ancak Türk Milli
takımının başındaysanız bir maçtan ya da turnuvadan vazgeçme lüksünüz olamaz.
Peki İtalyan teknik adam kadro seçiminde neden bu kadar rahattı. Bence değildi…
Bir kere tamamen bir gençleşme durumu söz konusu değil. Zaten çok genç bir
takım ile de katılmadık. Çin gibi yaş ortalaması bizden düşük birçok ülke
vardı. Guidetti bir sonraki Olimpik döngü için kullanabileceği potansiyel
adayları test etti.
 Şimdi burası
önemli… Bunların benim tahminlerim
olduğunun altını çizelim… FIVB önümüzdeki yıl için Erkekler Dünya Ligi ve
Kadınlar dünya Grand Prix’si formatında değişikliğe gidiyor. Ana tabloda yer
alacak takımlar zaten belli. Ve biz kadınlarda o ana tablonun içinde yer
alacağız. Guidetti ve TVF’nin bunu başından beri bildiğine ve düşme korkusu
olmadan mücadele ettiğine inanıyorum. Hatta kadınlarda WGP’nin adının değişip
World League olması bile söz konusu.
 Ancak bunların
hiçbiri alınan sonuçlar için mazeret değil diyorsanız bu konuda da haklısınız.
Zaten Giovanni Guidetti geçmişten alışık olmadığımız bir harekette bulundu ve
tüm sorumluluk benim diyerek yaptığı kadro seçimi hatalarını kabullendi.
İstediğini aldı mı milli takım geleceği emanet edeceği yeni yıldızlar buldu mu
yoksa bazı isimlerin emekliliğine kadar bu oyuncular kenarda alkış mı tutacak
bunu zaman gösterecek.
 Bu arada geçmişte bu
konuya çok değindim. Milli takıma giden oyuncuların çok büyük özverilerde bulunduğunu
biliyoruz. Sert eleştirilerin yarattığı olumsuz havadan da sürekli
bahsediyoruz. Ama milli takım oyuncusu olmanın getirilerini de biliyoruz.
Eleştiriye çok kapalı bir nesil ve savunma kalkanları yüksek çevreleri itici
bir hava yaratıyor. Herkesin sevdiği ve izlediği bir takımdaysanız hakkınızda
konuÅŸulması kadar doÄŸal bir ÅŸey yok.Â
Sporcu iseniz her maç her top o eleştirilere verebileceğiniz bir cevap.
Bence bu fırsatları değerlendirmeniz kariyeriniz açısından
 Hedef maçlar hedef
turnuvalar dedik durduk yazı boyunca. Kısaca onlara da değinelim. İleriye
bakmak önemli... Aksi takdirde arka sayfadaki sevgili Bülent Meriç gibi mazide
yaşamaya mahkum kalırsınız. Çocukluğumdan beri Bülent ağabeye sataşmak üzere
eğitildiğim için rahatım. Ancak derginin diğer yazarlarına sataşabilecek bir
cesaret ya da kıdem bende olmadığı için moda’nın yakışıklı abisine selam çakıp
buradan yazıya devam edeyim.
 Filenin Sultanları
Bakü’de sert maçlar oynayacak. Üç rakipte iyi oyuncu topluluklarına sahip. C
grubunda Bulgaristan ve Ukrayna ile zorlu mücadeleler oynar şampiyonaya iyi bir
başlangıç yaparız. Rusya ile oynayacağımız maç ise grup birincisini belirler
diye düşünüyorum. Ruslar’da bizim gibi alternatif bir kadroya şans verdi Grand
Prix’de. Ancak yıldızlar hemen sonrasında kampa katıldı ve bu turnuvaya ne
kadar önem verdiklerini biliyoruz.
Turnuva yaklaştıkça daha detaylı değerlendirmeler yapmaya
çalışırız. Birde erkelere bakalım. Antrenör Milenkoski hedef gruptan çıkmak
dedi. Allah yardımcısı olsun. D grubunda Polonya’nın Katowice kentinde Belçika,
Hollanda ve Fransa ile mücadele edeceğiz. Hollanda uluslararası deneyimi
yüksek, fizik gücü çok iyi durumda olan ancak eski başarılı günlerinden uzak ve
yeniden sıçrama yapmak isteyen bir takım. Belçika akıllıca bir program ile son
yıllarda büyük bir sıçrama yaptı. Polonya ve İtalya liglerinde forma giyen
birçok önemli yeteneğe sahipler. Korkusuz ve modern bir voleybol oynuyorlar.
Fransa ise rakipleri için tam bir kabus. Takım oyunu takımın başındaki taktik
deha sayesinde kendi süper kahramanlarını yarattılar. Oynadıkları kulüplerde
birer yıldız ilen team yavbou forması altında birer süper Star’a dönüşüyorlar.
Oyuncular, kadro yaz yaz bitmez bu takıma ayrı bir yazıda değinmek gerek. Kısacası
millilerimizin işi çok zor ama bizimde birbirini iyi tanıyan inanmış genç ve
başarıya aç bir jenerasyonumuz var.
 Benim inancım büyük
yeter ki kendileri de inansın