Muhalif Gazetecilik
Zordur
Eylül ayında voleybol antrenörü arkadaşım Hasan EPİRDEN’i
kaybettik. Bir zamanlar çok ünlü sanatçıların ve şarkıcıların (Barış MANÇO,
İlhan İREM, Ajda PEKKAN…) menajerliğini yapan Hasan voleybol antrenörü olmak
için bu işi bıraktı ve spora yöneldi.
Çok yönlü bir kişiliği vardı. Nerede bir faaliyet olsa onu
orada görürdünüz.
Sonraları beach voleybolda tek başına “don kişot” gibi
organizasyonlar yapardı. Federasyon ile
devamlı kavga halinde idi.
Spor yazarlığına yöneldi ama maalesef kalemi çok sivri idi.
Çok dost ve çok düşman edindi.
Ben nasıl antrenörlüğümde çok küfür ediyorsam o da
yazılarında çok sertti, kimseden korkmuyordu ve her şeyi tenkit ederdi.
Cengiz TOKGÖZ ile beraber muhalefet oldu.
Türkiye’de yaşadığını unuttu, doğru söyleyeni dokuz köyden
kovarlar sözü ise hala geçerli idi.
Benim ona tenkitim
üslubunun çok sert ve acımasız olduğu ile ilgiliydi.
O bana hak verdi ama kırıcı tenkitlerine devam etti.
Voleybol konusunda Türkiye’nin Yılmaz ÖZDİL’i olmaya
çalıştı.
Yazarlık zor bir meslek.
Hapislerde yatan 175 gazetecide vazifesini yaptığı için
içeri alındılar.
Türkiye’de insanların eleştiriye tahammülleri yok.
Hep iyi şeyler yazacaksın, pembe gözlükler ile bakacaksın.
Eğitim seviyesi ilerledikçe insanlar eleştirilere hoşgörü
ile bakarlar hatta eleştirilerden istifade ederler. Bu anlayış 50 yıl sonra
Türkiye’ye gelebilirdi ama şu anda tersine gidiyoruz.
Hasan
Etiler çocuğuydu, Saint-Michel talebesi idi, çok yönlü bir yazardı, sanat yönü
fazla, genel kültürü fazlaydı.
Bence Türkiye’de yazmaması lazımdı.
Şu anda voleybol camiası rahatladı çünkü muhalefet bitti…
Öteki muhalefet Cengiz ise kitap yazmak ile, renkli şeyler
giyinmek ile meşgul.
Bu dergi çıktığında voleybol antrenör derneğinin lokali
restore edilip açılmış olacak.
Eski ve yeni bütün antrenörlerin derneğe sahip çıkacağını
tahmin ediyorum.
Voleybolda sosyal dayanışmanın az olduğunu biliyorum ve
üzülerek görüyorum.
Eski antrenör olarak benim amacım antrenörleri birleştirmek
ve derneği yaşatmak.
Dernek güçlü olursa ileride antrenörlerin bazı problemlerini
belki çözer. Biz bir derneğe sahip çıkmaz isek ileride belki İtalyan
antrenörler derneği kurtarabilirler. Hoş derneğe de pek ihtiyaçları yok zaten.
Ayşe
AKDEMİR ve Osman DEHRİOĞLU’nun ( Camiada adı Ayı Osman olarak bilinir) oğulları
Can, Japonya’ya antrenör olarak gitmesi
bizim için çok sevindirici bir olay.
Basında böyle iyi şeyler pek duyulmuyor.
Samanyolu
antrenörü Feyyaz’ında ölümünü üzülerek öğrendik, ona da Allah’tan rahmet
diliyoruz.
İlk faaliyetimiz 27 Kasım Pazartesi Sedat MURATLI hoca ve
Nejat SANCAK ile bir seminer olacak.
Bu arada lokalin restorasyon işinde bana en çok yardımı
dokunan eski voleybolcu İdil ULUSOY ve Ayşegül KOÇOĞLU’na teşekkür ederim.
Lokal açılışında alkol olmaması bana göre katılımcının az
olacağını gösteriyor.
Enver GÖÇENER ‘Ben zaten gelmiyorum’ dedi, diğerlerini bilemem.