OLİMPİYAT BİLETİNİ
ALDIK
Cumhuriyetimizin 100. Yılında Atatürk’ün Kızları, önce 31
Mayıs da başlayan Milletler Ligi’ni kazandılar ve Dünya sıralamasında 1. sıraya
yerleştiler, sonra tüm rakiplerini dize getirip Avrupa Şampiyonluğuna
uzandılar. Şimdi de Japonya da yenilmeden grubu ilk sırada bitirip 2024 de
Paris de yapılacak Olimpiyat Oyunları’nda mücadele etme hakkını elde ettiler.
“Daha ne olsun ?” derken FİVB; takvim sıkışıklığı nedeniyle
bu sezon yapılamayan Dünya Kupası’nı Japonya da oynanan grubu birinci bitirecek
ekibe verileceğini duyurdu.
Böylece takımımız bir de Dünya Kupası’nın sahibi oluverdi.
Tüm ülkeyi sevince boğan takımımızın başarısına gelin hep
birlikte kısaca göz atalım...
İlk maç Porto Rico: Güle oynaya 3-0 kazanıyoruz.
Bulgaristan’a da ayni tarifeyi uyguluyoruz: 3-0.
Her turnuva da mutlaka bir kez yaşadığımız “kolay maçı, zora
sokma” davranışımızı Peru karşısında tekrarlıyoruz.
İlk seti 25-18 alıyoruz.
İkinci sette 17-14’den sonra rakibe oynama şansı verince
25-27 ile 1-1 oluyor.
3. Set kolay geçiyor: 25-17.
4. Sette yine sallanıyoruz. 21-23’e kadar rakibi
kovalıyoruz. Bu sayıda hızlanıyoruz: 24-23. Biz kaçıyoruz, onlar yakalıyor
derken 29-27 ile noktayı koyuyoruz: 3-1.
Akıllar bir sonraki Brezilya karşılaşmasında olunca
Arjantin’e de bir set veriyoruz: 3-1.
Brezilya maçına iyi başlıyoruz. Bu oyun ilk seti 25-21
getiriyor.
İlginç bir ikinci set yaşıyoruz. 12-14’e kadar rakibimiz
önde geliyor. 5 sayılık bir atak: 17-14. Ve 24-19 öndeyiz, ama bu kez 5 sayılık
seri Brezilya’dan geliyor: 24-24. Bu büyük çekişmeden 29-27 ile galip çıkmayı
başarıyoruz.
Arkasından diğer seti de 25-19 alıp sahadan 3-0 galip
ayrılıyoruz.
Japonya’ya karşısında ilk set bir türlü gerçek oyunumuzu
oynayamıyoruz: yine de set 22-25 bitiyor.
2. Set 10-10’ dan sonra duruyoruz: 15-20. Direnmeye başlasak
da sayılar 19-22’ye geliyor. İlkin’in etkili servisleri, Hande’nin atakları
derken 6 sayılık harika bir seri: 25-22.
Hep önde götürdüğümüz, ancak yirmili sayılarda duraklamamıza
karşın (21-21), seti 26-24 kopartıyoruz ve Paris Olimpiyat Oyunları vizesini
alıyoruz.
Son gün Belçika karşısında ki formalite maçını da 3-0
(25-14, 25-20, 25-21) alıyoruz.
Böylece 31 Mayıs da başlayan ve 117 güne sığan 3 önemli
organizasyondan da başarıyla çıkarak tarih yazan “Atatürk’ün Kızları” na
alkışlarımı yolluyorum. İyi ki varsınız.
Geçen ay dergimiz baskıya gireceği için Efeler’in Avrupa
Şampiyonası grup karşılaşmalarının tamamını sizlere yansıtamamıştım.
Bu sayımızda onların müsabakalarını kısaca tekrar ele alarak
hatırlatmak, ardından da Olimpiyat Elemeleri karşılaşmalarını paylaşmak
istiyorum.
Avrupa Şampiyonası’na şöyle başlamıştık:
İsrail’de ki D Grubu’nda mücadele eden ekibimiz ilk sınavını
son Olimpiyat Şampiyonu Fransa önünde verdi.
İlk seti 12-7, ikinci seti 24-23, üçüncü seti de 25-24 öne geçmemize
karşın alamamış, 0-3 yenilmiştik.
Kaybetmemize karışın iyi oyun sonraki maçlar için bizi çok
umutlandırmıştı ama, öyle olmadı. Romanya’ ya maçı 2-3 verdik.
Yunanistan’ı 3-1 ile geçtik.
Portekiz’e 2-1 öndeyken, dördüncü seti 26-28, beşinci seti
de 13-15 kaybettik. Böylece 2-3 yenildik.
Son maçta Israil’i ilk set dışında kolay aştık: 3-0.
Bu sonuçlarla grubu dördüncü bitirip 16’lı Final Turu’nda
son 2 şampiyonanın finalisti Slovenya ile eşleştik.
Anlatması zor bir karşılaşma oynadık. 25-20, 25-22 ile 2-0
öne geçtik, ancak devamını getiremeyip 21-25, 23-25, 13-15 ile 2-3 kaybettik,
tarihi bir fırsatı da tepmiş olduk.
Peki bizi eleyen rakibimiz ne yaptı? Son şampiyon Fransa’yı
yenerek 3. sırayı elde etti.
Sonra sıra Japonya da yapılacak Olimpiyat Eleme B Grubu
müsabakalarına geldi.
7 maçlık zorlu yarışa Sırbistan ile başladık. İlk seti
18-18’den sonra 25-22 aldık.
2. Sete 3 sayı farkla (1-4) giren rakibimiz kaçtı, biz 4 kez
arada ki sayı farkını 1’e kadar indirsek de bir türlü yakalayamadık: 20-25 ile
1-1 oldu. Sonra fırtına gibi estik; 25-14, 25-20 ve 3-1.
Moraller yerinde, Avrupa Şampiyonası’nda 2-0’dan 2-3
kaybettiğimiz Slovenya karşımızda. İyi
oynadık, 24-24’e kadar süren çekişmeyi son anda 26-28 verdik.
2. Sete hızlı başladık: 5-1, 8-4. Durakladık: 11-13. Bu bizi
hırslandırınca 17-15, 21-18. 26-25’e kadar da önde geldik. Olmadı: 28-30.
Üçüncü sette 14-20’nin ardından toparlansak da, 22-25 ile
sahadan 0-3 yenik ayrıldık.
ABD karşısında ilk sette 12-12’nin ardından durduk: 17-25.
2. Sette 17-14’e kadar öndeyiz. Üst üste giden 4 sayı:
17-18. Ve müthiş mücadele başladı. Bazen biz öne geçtik, bazen onlar derken,
25-26’dan seti koparttık: 28-26.
0-4 başlayan üçüncü sette 6-6 yaptık. Sonra 6-9 oldu,
Amerika yürüdü: 15-20, 18-23, 20-24. Bırakmadık: 24-24. Onlar kaçtı, biz
yakaladık, sonunda öne de geçtik: 29- 28.
Servisi kullandık. Ortalık karıştı, pasör hatası, hücum
yapamadılar, top filede kaldı. Seviniyoruz, ama itiraz var. Görüyoruz ki, bizim
sahaya geçmeyen topta file hatası yapmışız: 29-29. Set gidiverdi: 30-32.
Şaşkınlık, moral bozukluğu dördüncü sete yansıyınca 20-25.
Sonuç: 1-3.
Japonya maçından pek ortalarda görünmedik; 0-3 (15-25,
20-25, 19-25).
Sabahın 04’ün de televizyon karşısındayız: Rakip grubun
zayıf ekibi Finlandiya. Setler yakın bitse de (25-22, 25-23) ile 2-0’ı
bulduk.
3. Set: 16-16, ardından 5 sayı geriye düştük: 16-21. Farka
rağmen direndik, olmadı: 23-25.
4. Set: Onlar kaçtı, biz 3 kez yakaladık. Ama 17-17’nin
ardından karşılaşma 23-25 ile 2-2’ye geldi.
“Bu kadar sallanmak yeter” Dedik: 15-8 ve 3-2.
Son müsabakamızda Tunus’u da 29-27 biten 3. set dışında
kolay geçip (25-13, 25-22) 3-0 yendik.
Bu sonuçlarla grubu, ABD, Japonya, Slovenya’nın arkasından
4. sırada tamamladık.
Böylece tüm yaz aylarını kapsayan voleybol dolu günlerimizi
de noktalamış olduk.
Şimdi gözler önce “Süper Kupa” lara, ardından liglere ve
Avrupa Kupaları’nda ki mücadelelere çevrilecek.
Yani branşımız ülke gündemindeki yerini korumaya devam
edecek.