ECZACIBAŞI VE BALO ...

ECZACIBAŞI VE BALO ...

 

Benim 1968 de başlayan 2008 de biten antrenörlüğüm boyunca Eczacıbaşı en büyük rakibimizdi..

Ben Eczacıbaşı’nı sevmezdim..

Salonu olduğu için kıskanırdım herhalde..

Geçen hafta Violet in tertiplediği ve nedense herkesi çağırmadığı bir ECZACIBAŞI yemeği yaptım...

Bütün efsaneler geldi...

MERAL teyze...FİLİZ ve SELCAN ablalar...

Ve pis ortodoks VİOLET hasta hasta geldi avanta yemeği kaçırmamak için..

Sinem Beltan ve sayın Kenan Bengü watsap grubundan dolayı onlara kapım her zaman açık..

Efendi Selim Öztravesti....

Artist Mustafa (Julia Roberts le fotosu var) geldi..

Ben onları önce pis Eczacılar desem de sonradan sevgimi ve samimiyetimi gösterdim.

Ama bir dahaki Eczacı yemeğini ben organize edeceğim umarım daha kalabalık olur..

Tabii ki 2 efsaneyi konuştuk ŞAKİR ECZACIBAŞI ve CENGİZ GÖLLÜ...

hakikaten bir daha öyle adamlar gelmez...

bütün oyuncular Eczacıbaşı’ndan şikayet etse de ECZACIBAŞILI olmaktan hepsi çok gururlu..

aynı biz S Josephliler gibi...

2 gün evvelde bu fosiller ve enkaz grubu ve AYLİN abla...

Ve başarısız organizatör İPEK ...

Moda dan gençlik arkadaşım Haluk Eczacıbaşı nın kızı NÜKHET ECZACIBAŞI nın oğlu ALİ bey ve güzel kızı vardı...

BURSA da göya lux bir yerde “İskender kebap” yedik..

Şişman malzemeci ALTAN GÖKÇAY 2 porsiyon yedi...

Bize sormadılar bile ben 1 porsiyon yedim...

MDK de yediğim kaymaklı tatlılardan sonra hayatımda ilk defa kaymaksız tatlı yedim..

Aç aç kalktım sofradan..

WC ye gitmek istedim...

O göya lux restorandan çıktım...

Buz gibi havada 500 m yürüyerek AVM’nin genel WC sine gittim...

Anladım ki BURSA da WC daha fazla yayılmamış !!

Çıkışta saatlerce namaz kılan şoförü bekledik...

Anma töreni çok güzel oldu...

Hümeyra abla herkesi gördü...

Bursalılar Zeki.. Faruk.. Avni.. Ufuk.. Yaşar Yılmaz.. Murat Över.. Murat Mestan.. EROL BEY... Tamer abi... İLHAN ÇETİNKAYA... ÖZKAN MUTLUGİL.. Arzu Göllü ve EMEL....

Dönüşte yemek molası beklerken WC molası verdiler...

çıkışta yine koyu müslim şoförü namazdan bekledik..

Ve orda soğukta hasta oldum hala yatıyorum..

Dönüşte de dağ başına bıraktılar...

Bir daha Eczacımı ? tövbeler olsun...

Ama belki Ali bey mobilyalı ev için beni ararsa ?

 Her şey çok güzeldi..

Ben memnunum ama kalemim çok kötü !!

GÜLNUR seni unutmadım o iğrenç baloyu yazacağım ama evim hala 150 çamın getirdiği pislik içinde !!

BALO...

 

Gülnur fazla olmaya başladın..

Bak sinirimi bozma..

Ne güzel Voleybol camiası uykuya geçmişti..

Herkes kendi kabuğuna çekilmişti..

Kimsenin kimseden haberi yoktu..

Biz sadece cenazelerde ve anmalarda toplanıyorduk !!

Sen seyahat acentesi misin ?

Yok Antalya...Yok Eskişehir...Belki ilerde İzmir...

Vallahi sen öyle bir SADIK gurup kurmuşsun ki...

O gurupla her şey olur..

Her başarılı kadının arkasında mutlaka bir erkek vardır...BÜLENT ÖZKUN ...

Vallahi helal olsun...

Ama...bana Bülent geçen hafta geldi...

Artık Gülnur a dayanamıyorum iki  psikologdan yardım alıyorum..

Artık ilaçlar yetmiyor dedi neyse..

Ben de aslında baloya gitmeyecektim.

O akşam evde yemek yoktu..

Bir de 44 mü 54 mü yaşına giren DENİZ DOSDOĞRU hala güzel mi ?

O’nu görmeye geldim..

Baloda söz vermek istemediğin iki Gaziantepli’den (İlker Çeteci) biri olarak ben Saygun’a para vererek zorla konuştum...

Ben bazı efsaneleri görmeye geldim...

Oral Yılmaz.. İlhan Çetinkaya.. Bahattin abi..

Bülent ve Atilla Selçuk...Tanju Özenç ve zarif eşi..

Komiser Tamer abi.. Engin Şenol..

Son MOHİKAN SAMİ... Denizci Kemal abi..

Dansçı çift Şemsettin ve Aylin ...

Bizim Voleybol camiası nedense sosyalleşmeye çok uzak oldu...

Halbuki birbirini görünce çok mutlu oluyorlar !!

Ama birleşme için hiç bir çaba yok...

İşte burda 404 Gülnur devreye giriyor..

Ben çok yaşlıyla görüştüm..

 Abdullah Paşa, Emel gibi..  Herkes çok mutluydu..

Bizim masada pis Altınyurtlu Kenan.. Alp bey...

Ve hiç oturmayan antrenör Mehmet ve eşi vardı...

Bir de şarkı söylemek için gelen İdil Ulusoy vardı ..

Balonun o kadar zor bir ön hazırlığı var ki anlatamam...

Ben bile 150 fidana bir ay evimde bakmakla vazifelendirildim..

Bütün ev battı.. Moda Deniz Kulübü müdürü beyfendi Ayhan bey de Gülnur hanım için çok ağır konuştu.. 

Benim terbiyem müsait değil yazamam...

Ama ilk ve son balo oldu MDK de ...

Ben de %10 alıyordum...

Neyse.. Ben Gülnur’u sevmediğimi sahnede belli ettim zaten..

Pasta kesmek için verilen kılıcı önce Gülnur’a saplamak istedim...

MDK nün verdiği MİNİ porsiyon yemekleri yiyip, aç kalmama rağmen tok ve mutlu gözükmeye çalıştım...

SJAYVO yine Gülnur teyzelerine destek olmaya çalıştılar..

A Tarkan.. Bülent Gürcan.. Alp.. Pis Altınyurtlular, 

Sayın Cem Topçu ve Kenan.. Ahmet Yanık..

Ümit Taftalı...Mehmet Çakmak...Osman Diyarbakır..

Biz Voleybol için yapılan her türlü sosyal faaliyetleri destekliyoruz...

SJAYVO olarak...

Yani Saint Joseph’liler.. Altınyurt.. Vinylex... Otomarsan..

Ben zaten sosyomanyak oldum..

Evde 1 hafta yemek vermeyince canım sıkılıyor...

Gülnurcuğum seni sevmesem de seninleyim...

Yeter ki beni arama...

NOT: Yazarın Manşet Voleybolun Sesi dergisi Ocak 224. sayıdaki yazısıdır. 

---