Kadın voleybolunda Dünya Kulüpler Şampiyonası’nı üst üste ve toplamda iki kez kazanan ilk takım olarak tarihe geçen Eczacıbaşı VitrA’nın yıldızlarından Thaisa Daher Pallesi, Rachael Alexis Adams ve Büşra Kılıçlı, Manila’daki zaferi ve bundan sonraki hedeflerini SÖZCÜ gazetesinden Devrim Demirel'e anlattı.
Kupa nasıl geldi, anlatır mısınız?
Adams: Çalışmalara başlayalı sadece 2 ay oldu. İyi bir takım oımak zaman gerektirir. Biz de Manila'da bunu göstermek istedik. Güçlü rakiplerle oynayarak kupayı kazanmak için çaba gösterdik. Birlikte nasıl oynayacağız, nasıl takım olacağız, kısa zamanda bütün bunları çözmemiz gerekiyordu. Kupayı kazanarak dünya çapında bir takım olduğumuzu kanıtladık.
Büşra: Kemik kadronun yanına yeni dünya starları geldi. Çok fazla antrenman ve hazırlık maçı şansı bulamadık. Ama her gün üzerine bir şeyler koyarak oynadık Manila'da. Neler yapabileceğimizi gördük. Oyuncular olarak aramızda güzel bir iletişim yakaladık. Finalin 3-2 bitmesi, bence daha tatmin edici, daha keyifli oldu.
Geçen sezon ile bu sezonu kıyaslar mısın?
Büşra: Çok daha güçlü bir takım var. Herkes birbirinden bir şeyler öğrenebilecek durumda. Thaisa'nın, Tatiana'nın (Kosheleva) bize öğreteceği çok şey var. Bizim onlara öğreteceğimiz şeyler var. Kağıt üzerinde de çok iyi bir takımız ve iletişim arttıkça daha da iyi olacağız. Ancak hocamızın da dediği gibi, bence ocak ayında gerçek bir takım olacağız.
Eczacıbaşı'na geliş süreci nasıl oldu?
Adams: 2 yıl Polonya'da, 2 yıl İtalya'da oynadım. Bence şu anda dünyanın en büyük kulübü. Olimpiyat öncesi teklif aldığımda hiç düşünmeden kabul ettim. Çok prestijli ve voleybol için çok önemli olan bir kulüpteyim. Dünyanın en iyi oyuncuları bir arada. Bireysel olarak çok iyi oyuncularımız var.
Bundan sonraki hedef ne olacak?
Adams: Güçlü bir takımız. Dünya Şampiyonası'nda da bunu kanıtldık. Ama henüz takım olduğumuzu söyleyemem. Adım adım gideceğiz. Bundan sonraki öncelikli hedefimiz, Şampiyonlar Ligi play-off'unu geçerek gruplara kalmak olacak. Bulgaristan'dan iyi bir sonuçla dönmeliyiz. Ama bence en önemlisi takım olma süremizi kısa tutmak.
Büşra: Eczacıbaşı için altyapıdan oyuncu yetiştirmek çok önemli. Bu çok önemli bir vizyon. Ancak kupa varsa başarı vardır. Kulübün beklentileri büyük. 50. yıl olması bir şeyi değiştirmiyor. Geleneği olaın bir kulüpteyiz ve artık öyle bir haldeyiz ki ikincilik başarı sayılmıyor.
Milli takım ile kulüp takımı arasındaki farklar neler?
Adams: Öncelikle sistem. Biz ABD'de tek bir sistemle oynuyoruz. Hızlı hucüm ve blok ağırlıklı oyun düzeni. Ruslar da yüksek hücumları tercih ediyorlar, uzun boylu oyuncuları olduğu için. Kulüp takımlarında, bu farklı sistemlerden gelen oyuncular buluşuyor ve bunları bir arada oynatmak zor oluyor. Farklı koçlar, farklı teknikler üzerinde duruyor.
Bu sezonki en önemli rakipleriniz...
Büşra: Manila'da Fenerbahçe de olsaydı, kürsüde 3 Türk takımı olurdu. Bence hem Avrupa'da hem de ligde VakıfBank ve Fenerbahçe ile rekabet edeceğiz. Volero Zürih'i de unutmamak lazım.
Ülkenizde lig yok. Amerikalı voleybolcu olmak zordur herhalde...
Adams: Çok... Ailenizden uzaktasınız. Bir kadın olarak bebeğiniz olduğunda, başka bir ülkede doğabiliyor. Çok sayıda fedakarlık yapmak zorundasınız. Ekonomi, farklı. Düzen farklı. Uyum sağlamak çok zor oluyor. Ben aslında tesadüfen voleybolcu oldum. Basketbol oynarken 15 yaşında bir voleybol kampına katıldım ve hayatım değişti. Yoksa burada olmayacaktım.
Thaisa: Melo'dan başkasını tanımam!
Kariyerinin ilk yurtdışı tecrübesini Türkiye'de yaşayan, Instagram'da 400 bine yakın takipçisi olan Thaisa Daher Pallesi, "Eczacıbaşı benim için ilginç bir deneyim. Teklif geldiğinde heyecanlandım. Çok güçlü ve iyi oyuncuların olduğu bir takımda oynayacak olmak beni olumlu etkiliyor. Türk halkı, biz Brezilyalılar gibi. Çok sıcakkanlı. Bu yüzden, ülkemden uzak olmama rağmen yabancılık çekmiyorum. Her Brezilyalı gibi ben de futbolu takip ediyorum. Flamengo'yu tutuyorum. Fakat maalesef çok başarılı değil! Türkiye'de oynayan Brezilyalı futbolcular arasında tek ve en iyi tanıdığım isim Felipe Melo" diye konuştu.
Onlar Atatürk'ün kızları
Eczacıbaşı, 1979-80 sezonunda Avrupa ikincisi olurken, dönemin gazeteleri oyuncular için "Atatürk'ün Kızları" yakıştırmasını yapmıştı. Şimdiki oyuncular da ablalarının izinden giderek, turuncu-beyazlı kulübü zirveye taşıdı.