İnsanlar Halkbank’tan bahsedecek
Halkbank’ın yeni
transferi Nicolas Bruno, Türkiye’deki ilk röportajını verdi. Voleybola 10
yaşında Buenos Aires’te başlayan Bruno, voleybolcu ebeveynlerinin etkisiyle
voleybola gönül vermiş, Arjantin Milli Takım oyuncusu Marcos Milinkovic’ten de
etkilenmiş. Kendisini “kesinlikle bir takım oyuncusuyum” sözleriyle tanımlayan Bruno,
çalışmayı çok sevdiğini ve bundan zevk aldığını söylüyor.
Voleybol eğitimi
sırasında evinden çok destek gördüğünü ifade eden Nicolas Bruno, “Ama elimden
geldiğince iyi olma arzusu sanırım içimden geliyordu. Belki de sahip olduğum
koçların bunda büyük payı vardır. Ben de kendimi her zaman fiziksel, teknik ve
zihinsel olarak daha iyi olmaya zorlamak istedim” dedi.
“En iyi ve en kötü
yönlerinin sorulması üzerine Arjantinli smaçör şu yanıtı verdi:
Takıma birçok yönden
yardımcı olabilirim, tam bir takım oyuncusuyum. Zaten uzun yıllardır oynuyorum,
ayrıca bu ligde 3 yıl geçirdikten sonra tüm oyuncuları ve bu ligde işlerin
nasıl yürüdüğünü yeteri kadar öğrendim. Şüphesiz kötü yanlarımdan biri Türkçem.
Halaen akıcı bir Türkçe konuşamıyorum.”
Balkan Kupası motivasyonu artırdı
2021-2022 sezonuna değgin
öngörülerini aktaran tecrübeli oyuncu, bu sezon için çok hevesli olduğunu
belirtti. Balkan Kupası’nı kazanmanın takımı daha da motive ettiğini belirten
Bruno, “Antrenör ekibi, kulüp, oyuncular ve imkanlar harika. Bize kalan tüm
parçaları bir araya getirmek ve hazır olmak. Bu bizi her kulvarda iyi yerlere
götürecek. Zamanla gelişeceğimize ve takım hakkında iyi şeyler söyleneceğine
inanıyorum. Ankara’nın aslanı olacağımızı umut ediyorum” diye konuştu.
Halkbank lider kulüp
Bireysel olarak nereye
geldiğini iyi bildiğini söyleyen deneyimli oyuncu, Halkbank’ın Avrupa ve Türk
voleybolunda başarılarla dolu bir geçmişi olduğunu hatırlattı. Nicolas Bruno,
“Dünyanın en iyi oyuncularından bazıları buradaydı. Bu yüzden fırsat geldiğinde
çok heyecanlandım. Kulüp bize rekabetçi olmak için her şeyi veriyor. Düşünmek,
daha iyi olmak, iyi ve kazanan bir takım olmak için tüm desteğe sahibiz”
görüşünü paylaştı.
Türkiye’de
rekabetçi, bir lig olduğunu ve sporcuyu unvan elde etmek için zorladığını
gözlemlediğini aktaran Bruno iyi oynamak kadar tutarlı olmanın da önemli
olduğunu vurguladı.
Tüm sporları seviyor
Voleybolun
dışında tüm sporları seven, ilgi duyan Arjantinli oyuncu üst düzey futbol
oynuyor. Bunda rekabetten hoşlanıyor olmasının da payı büyük. Formula1 hayranı
olan Bruno, Arjantin’deki futbol maçlarına gitmeyi çok özlediğini söylüyor.
Memleketine döndüğünde El Libertadores De America’ya gitmeyi programının ilk
sırasına yazmış.
Çevreye,
doğaya duyarlı
Komple
bir sporcu olan Nicolas Bruno aynı zamanda doğayı çok seviyor, çevre
sorunlarına da duyarlı. Bunu şu sözlerle anlatıyor:
“Bugünlerde
çevre ve doğanın ne kadar önemli olduğu hakkında pek çok bilgiye sahibiz. Doğa
her seferinde daha fazla ve daha güçlü mesajlar gönderiyor. Konunun uzmanı
olmaktan çok uzağım ama en azından bazı şeyleri geri dönüştürmek, enerjiyi/suyu
boşa harcamamak gibi temel şeyleri yapmaya çalışıyorum. Sokağa çöp atan birini
görmek beni çok sinirlendiriyor ve ben bunu asla anlayamıyorum.”
Kısa
Sorular…
Messi
mi Maradona m
İkisini
de seviyorum.
Türkiye
ve Ankara’ya alıştın diyebilir miyiz?
Bir
bakıma evet. Buenos Aires dışında şimdiye kadar hayatımda en çok vakit
geçirdiğim şehir Ankara oldu.
Türk
yemekleriyle aran nasıl; evde mutfağa girer misin?
Türk
yemekleri harika. Evde yemek yaparım ama dışarı da çıkarım. Haftada en az bir
kez kesinlikle dışarıda yiyorum.
Türkçe
öğrenebildin mi?
Her
sene biraz daha anlıyorum ama maalesef Türkçe bildiğimi söyleyemem. Benim için
kolay bir dil değil.